Orospu çocuğun teki paranın üstüne yatmış, herkes bütün parasını yutulduğunu iddia etmiş ve bu da
pokerin sonu olmuştu; dostum Elf ile oturuyordum, çocukken kötü bir hastalık geçirmişti Elf. kuruyup
büzülmüş, yıllarca yatakta yatıp lastik bir topu sıkmış, envai çeşit manyakça egzersizler yapmıştı ve
bir gün yataktan kalktığında eniyle boyu bir olmuştu, yazar olmayı düşleyen gülen bir dev. ne var ki
çok fazla Thomas Wolfe gibi yazıyordu ve Dreieser'i saymazsak Amerikan Edebiyat'ının en kötü
yazarıydı T.Wolfe, ve Elf'in kulağına bir tane patlattım (hoşuma gitmeyen bir şey söylemişti) sehpanın
üstündeki şişe devrildi, Elf ayağa kalkıp üstüme geldiğinde şişe elimdeydi, kalite skoç ve çenesi ile
boynunun arasında bir yere isabet etti ve Elf yere yığıldı yine, içkiden bir yudum aldım, şişeyi
sehpanın üstüne koydum; Dostoyevski'nin öğrencisiydim, karanlıkta Mahler dinlerdim ve tekrar
üstüme geldiğinde sağ gösterip solumu hayalarına yerleştirdim, dengesiz bir şekilde elbise dolabının
üstüne düştü, ayna kırıldı, aynı filmlerdeki gibi büyük bir gürültü çıkararak tuzla buz oldu ve Elf'in
yumruğu alnımın ortasında patladı, arkamda duran iskemleye yığıldım, hasır gibi dümdüzoldu lanet
şey, ucuz mobilya, ve başım gerçekten beladaydı çünkü ellerim küçüktür ve dövüşmekten hiç haz
etmem, ama işini bitire-memiştim -aklını yitirmiş nefret dolu biri gibi vuruyordu, üç yiyi-yor bir
vuruyordum, kötü üstelik, ama vazgeçmiyordu ve eşya kırılıyordu her yerde, korkunç bir gürültü ve
birilerinin gelip bizi ayırmasını ummaktan başka yapabileceğim bir şey yoktu, ev sahibesi, polis,
Tanrı, biri işte, ama kimse gelmedi ve gerisini hatırlamıyorum.