Her bir bölümünde tarihimizin farklı zamanlarından mekanlarından hoş kesitler sunuyor. Kimi zaman Fatih Sultan Mehmet ile Konstantinopoli nasıl fethedeceğini düşündüm, kimi zaman Niğbolu Kartalı Yıldırım Bayezid Han'ın dizinin dibinde "Ayak Divanında" halkın şikayetlerini dinledim, kimi zaman da Arakiyeci İbrahim Ağa ile bir rüya uğruna Bağdat yollarına düştüm.
Bu kitap sayesinde Osmanlı Tarihimizdeki daha önce hiç duymadığım bazı ender şahsiyetleri de tanıma fırsatı buldum.
Genel anlatımı ve içeriğini çok beğendim ancak tek hoşuma gitmeyen kısımlar yazarın sürekli kıssadan alınan hisseyi gözümüze sokarak yazması ve sürekli şimdiki Türkiye'yi ve insanımızi kötülemesiydi.