Orhan Pamuk'tan tecrübe edindiğim ilk kitabı. Alıp götürdü beni desem yeridir. Nasıl mı? 1980'lerin Öngöreni, kasabanın tasviri kitabın başlangıcında beni o kasabaya götürdü öncelikle. Kırmızı saçlı kadın romana dahil olduktan sonra zaten istemsizce sayfaları çevirip mümkün olsa oracıkta kitabı bitireceğim gizem ve efsaneler yer aldı.
Yunan mitolojisinin oideos (babayı öldürmek) ile İran edebiyatının Rüstem ile Sührab (oğulu öldürmek) hikâyeleri kitap boyunca etkisini yer yer hatırlatması güzeldi. Ve kahramanların hayatlarının bir parçası olacak kadar çok incelenmesi ayrıca konu itibariyle ilgi çekici olması romana bağlyışının bir başka nedeni.
Kısacası aradığım her şeyi bu romanda buldum. İşin içine tarih ve efsanelerin dahil olması, güncel hayatın pürüzsüz yansıtılması,kitaptan ögrendigim bilgilerin olması ve en önemlisi okurken içimi sızlatan duygusallıklara yer vermesi. Okuyunc
a buraya dökemedigim bir çok şeyi bulacağınıza eminim.