Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Rumi'nin eserlerini Farsça yazmasının 2 önemli nedeni
Rumi'nin eserlerini Farsça yazmasının 2 önemli nedeni daha vardır: -Birincisi o bölge şehirlerindeki şairler, edebiyatçılar, felsefeciler ve mutasavvıflar gibi bilim adamları arasında, medreselerde Farsça yaygındı. Dersler genellikle Farsça yapılıyor, eserler Farsça yazılıyor, hatta devletin resmi yazışmalarında Farsça kullanılıyordu. Bilindiği gibi bu gelenek Anadolu Selçukluları veziri Karamanoğlu Mehmed Bey’in 1277 yılında Türkçe'yi resmi dil ilan edişine kadar, Anadolu Selçuklularında sürmüştür. -İkinci neden, kendi ailesi içinde ve bütün Harezm bölgesinde, Belh'te (Mevlana'nın ve Ailesinin) konuştuğu Türkçe, Harezm lehçesi idi ki, bu lehçeye Hakaniye lehçesi, (yahut) Kaşgar veya Doğu Türkçesi denir. Mevlana'nın gelip yerleştiği Anadolu Selçukluları'nın lehçesi ise, Türkmence yani oğuzca idi. Bu lehçeye Kıpçakca veya Batı Türkçesi de denir. Bu iki büyük Türk lehçesi yani Hakaniye Türkçesi ile Oğuzca arasında, yapı ve vurgu bakımlarından, daha onbirinci asırda bile kesin ve büyük bir takım ayrılıklar olduğu, Mahmud Kaşgari'nin, üzerinde iki yıl çalışarak 1074'te bitirdiği Divan-ı Lugat'it Türk'den anlaşılıyor. Yani Mevlana, Anadolu'ya geldiğinde, eserlerini Türkçe yazsaydı, doğup büyüdüğü ailesinin ve Harezm bölgesi halkının konuştuğu Hakiniye lehçesiyle (Doğu lehçesiyle) yazacaktı. Bu lehçe ise, Anadolu'da konuşulan oğuz lehçesinden (Batı Türkçe'sinden) farklı olduğundan, yeni geldiği bu bölge halkı onu rahatça anlayamayacaktı.
Sayfa 32 - Otorite YayınlarıKitabı okudu
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.