Onun sisteminin temelinde, deyim
yerindeyse, bütün hikmetlerde, irfanlarda (gnose) olduğu
gibi bilinemez, hakkında bir şey söylenemez ve dile getirilemez
saf bir Öz'ün sırrı yatmaktadır. Tanrısal tecelliler seli
işte bu dipsiz uçurumdan çıkar ve ilahi Sıfatlar kuramı ondan
doğar. ibni Arabi bu noktada Tanrı'ya herhangi bir sıfat
izafe etmeyi yasaklayan negatif teolojinin (theologie apopathique)
yasa ve sonuçlarını kararlı bir şekilde sürdüren lsmaili
ve Oniki imam Şiiliğinin teosofileri ile derin bir uyum
içindedir. Ismaili teosofinin varlığın ötesinde üst-varlık (super-
etre) olarak varlığın kaynağı kavramını devam ettirmesine
karşılık lbni Arabi bu ifade edilemez olana Saf Nur adını
verdiğinde veya onu Salt Varlık'a özdeş kıldığında bir kopukluk
mu meydana gelmektedir? Bu veya diğer yorumdan
kendisi ile ilgili olarak birçok yanlışın yapıldığı varlığın aşkın
birliğinin (vahdet-i vücud) anlamı çıkar.