Şöyle ki;
Bir kadın karşınıza geçmiş konuşuyor, konuşuyor ve hiç durmadan konuşuyor.
Aşkını, acılarını, çektiklerini, mutsuzluğunu, yalnızlığını anlatıyor. Bir yerden sonra eh yeter, biraz da mutlu ol diyorsunuz ama olmuyor.
Kısa bitirmeyi iyi düşünmüş yoksa tam bunalımlık kitap.
R'ye değil de okura yazmış mektubu, Zweig öyle istemiş.