Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Birden bir çığlık koptu. İlk anda anlayamadım, hem daha saat kavramını tam çözememiştim. Gözlerimi yeni yeni uykudan alıyordum ki, ikinci çığlık ile kendime geldim. Çok korkmuştum. Gözüm duvarda Spiderman iç resimli parlayan saate takıldı. Büyük ok dördü küçüğü ise daha üçteydi. Ben hep anneme korkuyorum tek yatırma beni dediğim halde, her gece beraber girip yatağa sabahları yalnız uyanıyordum. Yine karanlıktı her taraf, ben çok korkuyordum. Usulca yataktan kendimi aşağıya doğru saldım. İçeriden tanıdık sesler geliyordu. “Ne olursun, yapma!” diyordu annem. Ağız dolusu bağırıyordu babam. Sanki kelimeler ağzından taşarcasına gürlüyordu. Yağmur yağarken çıkan gök gürültüsüne benziyordu sesi. Çıplak ayaklarım üzerinde biraz daha kapıya doğru yanaştım. Elimi kapı kolunun üzerine atınca yeniden babamın gök gürültüsüne benzeyen sesini duydum. Elimi kapı kolundan çekip, sırtımı kapıya dayayıp yavaşça oracıkta sindim, küçücüktüm daha da küçük oldum. Korkuyorum baba dedim içerimden, çok korkuyorum baba. Sesler daha da şiddetlenmeye başladı, adeta karanlık odamın duvarlarına vura vura beni arıyordu. Her bir ses sektiği her eşyadan içime doluyordu. Annem sessizce ağlıyor, babam hala ağız dolusu nefret kusuyordu. Ufak bir sessizlik oldu. Bir anahtar şıkırtısı geldi. Kapımın kilidi iki kere döndü, kilitlendi. “Hayır! Bırak onu elinden,” dedi annem. Sesi daha da yükseldi. Bir çığlık geldi önce, ardından kuvvetli tanımlayamadığım bir ses daha. Sonra yanık, göz yakan kokusu sardı odayı. Kapımın kilidine yeniden anahtar sokuldu ve tekrardan iki kere çevrildi. Amansızca bir çığlık daha attı yeniden tanımlayamadığım ses, tekrar yanık, göz yakan koktu odam. Korkudan hareket edemez olmuştum, yaşım dört. Sesler kesileli belki iki üç saat olmuştu. Hem artık yavaşça odanın içerisi aydınlanmış, her şey seçilebilir bir hale gelmişti. Kalktım yavaşça yerimden, çıplak ayaklarım üşümüştü. Kapının kolundan tutup bütün gücümle asıldım. Kapı tıklayıp yavaşça açıldı önümde. Hala bir yanık, göz yakan kokusu vardı içeride. Çok sonraları bu kokunun barut kokusu olduğunu öğrenecektim, lakin daha çocuktum. Babamı gördüm ilk önce. Kolları iki yana açılmış, uzanmış öylece. Biraz ürkek sokuldum yanına. Sanki gözleri ile takip ediyordu beni. Gözlerinde hala nefret vardı, neye kimeydi bu bilmiyorum ama, korkarak uzaklaştım ondan. Annem ise yana doğru devrilmiş oturuyordu her zaman ki yerinde, kolları kucağında birleşmiş, iki büklüm olmuş. Bir bayram anlıma sürdükleri kanın aynısı vardı anlında. Gözleri ile yine bana hüzünlü bakıyordu. Seslendim birkaç kere. “Anne,” dedim. Ses vermedi, hatta kıpırdamadı bile. Yine yorulmuştur, yine dinleniyordur diye üstelemedim. Çıkıp koltuğa karın ve kol arasına uzandım. Kolu iyice düştü üzerime. Kapadım gözlerimi, uyudum. Uyandığımda çok mutluydum. İlk defa bir sabah annem ile açmıştım gözlerimi sabaha… 25 Kasım 2007 Diyarbakır Tesadüfen bulduğum bu iletiyi, 2007 senesinin 25 Kasım’ında bir sosyal platformda Kadın’a Şiddet başlığı altında nereden estiyse yayımlamışım. Hiç bozmadan aynı şekilde, yeniden burada da yayınlamak istiyorum. Lakin kadına şiddet sözüne ben ezelinden beri karşıyım. Asıl karşı durmamız gereken şiddetin her türlüsüdür. Şiddetin türü, cinsiyeti ve haklı tarafı yoktur.
··
22 görüntüleme
Yade okurunun profil resmi
Şiddetin bahanesi yok...hafifletici sebepleri hiç yok...
N.G. okurunun profil resmi
Ne kadar acı...Ne desem, ne yazsam boş geliyor. İnsan dediğimiz, aslında insan olmayan bedenlerinde kalp değil de ne idüğü belirsiz bir şey taşıyan, sevgiden zerre nasibini almamış, kendi gücüne denk olmayana el kaldıran, bence gereksiz,lüzumsuz olan mahlukatlar yok olsun! Hemen şimdi şu anda! Bir lokma oksijen bile çok onlara... Ah işin bebeklere, çocuklara, hayvanlara göz dikenler kısmını açmak için midem güçlü değil, yüreğim kaldırabilecek dayanıklılıkta hiç değil!
Meryem UZUNOĞLU okurunun profil resmi
Şiddet her yerde maalesef. Bugün yine küçük bir kızımızın acı haberiyle uyandim. Bu öfke neden? Bu tahammülsüzlük, bu açlık, bu hırs neden? Kaldıramıyorum, kabullenemiyorum .
Tayfun okurunun profil resmi
Allah ailesine sabır versin. Her zaman bu şekilde kıyımlar içerisinde varolacağız. Çünkü insanız ve asla elimizdekiler ile yetinmeyip daha fazla isteyip bencil olacağız. Kendi eşimizi dostumuzu arkadaşımızı çekemeyip, hırsla adım atacağız. Bize verilen nimetlere saygı ile bakmayıp burun kıvırıp, şükürsüz olacağız. Allah'ın verdiğini gözümüzü kırpmadan vurup öldürüp, katil olacağız. Biz insanız....
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.