Gönderi

Ardından da, dokunaklı kelimesinin anlatamayacağı kadar dokunaklı bir sesle birdenbire, “Bülbülüm altın kafeste / öter aheste aheste” şarkısını söylemeye başlamış. Bu şarkıyı söyleyip parmak uçlarıyla gözlerinden dökülen yaşları sildikten sonra, “Kimseye etmem şikâyet ağlarım ben halime / titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime” şarkısını da söylemiş o gün bu delikanlı. Sonra tutmuş, “Benzemez kimse sana tavrına hayran olayım / bakışından süzülen işvene kurban olayım”ı, “Gamzedeyim deva bulmam / garibim bir yuva kurmam”ı ve “Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç / bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç”i de söylemiş. Kahvede oturan insanlar mest olmuşlar tabiî. Daha doğrusu, bu güzelim şarkıları dinlerken kendi içlerindeki derinliğin dibine doğru defalarca gidip gelmişler.
·
1 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.