Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

176 syf.
7/10 puan verdi
Kitap üzerine birkaç şey yazmadan önce, Fransız felsefeci ve toplumbilimci -ki bana göre sosyolog tarafı daha baskın- Jean Baudrillard üzerine şu iki videoya göz atmanızı tavsiye ederim. Kitabın içeriğinde de farklı terimlerle karşılaşabilirsiniz, en azından yazar hakkında bir fikir edinmiş olursunuz diye düşünüyorum. -->youtube.com/watch?v=EFpIJDs... --> youtube.com/watch?v=1LUMU-U... --> youtube.com/watch?v=R3HwniJ... Öncelikle, anlaması ve bihassa da anlatması, yorumlaması zor bir kitap. Bir oturuşta bitirilebilecek ya da bir okunuşta içindeki derin kavramları çözümlenebilecek bir eser değil. Dolayısıyla, boş bir zihinle yoğunlaşarak okumanızı tavsiye ederim. Kitap toplamda 22 orta veya kısa uzunlukta bölümlerden oluşuyor. Baudrillard, her bir bölümde toplumsal meselelere bağlı kalarak birbirinden farklı konuları ele almış. Sadece sosyolojik değil antropolojik, felsefik, ve psikolojik çıkarımları da yapılabilir bu metinlerin. Çünkü alt metinlerin de pek çok gönderme var -Freud'dan, antropolojinin kuramlarına kadar- özellikle antropolojiye, evrimsel teoriye ve biyolojiye meraklı iseniz Jared Diamond'ın ''Tüfek Mikrop ve Çelik'' kitabını da okumanızı tavsiye ederim. Minik bağlantılar yakalamak mümkün bu sayede. Kitabın içeriğinde yer alan belli başlı konular ise ; ''modernizm,medya, medyanın ve reklamcılığın hayatımızdaki yeri, teknolojinin ne boyutlara geldiği, klonlama, terörizm, makineleşme, 'ötekinin' yok oluşu, sanatın geçirdiği değişim ve kötülük sorunu'' Kitapta altını çizdiğim pek çok kısım oldu bunlardan birkaçını da paylaşmak isterim, bahsettiğim konular çerçevesinde güzel noktalara parmak basmış Baudrillard. ** (..) ''her şeyi istila eden medyatik ve reklamcı göstergeleşme tarzı; kültürün fotokopileştiği nokta.'' ** ''Sanatsal ütopyaların en köktencisi olan karşı sanat bile, Duchamp'ın ''Şişe tutacağı''nı yerleştirmesinden ve Andy Warhol'un bir makineye dönüşme isteğinden bu yana gerçeklemiş oldu. Dünyanın tüm sanayi makineleri estetikleşti, dünyanın tüm anlamsızlığı estetik tarafından güzelleştirildi.'' ** ''İnsan, Dünya gezegeniyle, toprağıyla ve bedeniyle, günümüzde, kendi yarattığı ve yörüngeye yerleştirdiği uyduları karşısında uydulaşmış durumdadır. İnsan, bir zamanlar aşkındı, şimdi yörüngesinden çıktı.'' **'' Artık büyümüyor, ur halini alıyoruz. Hızlı çoğalma toplumundayız; hiçbir belirgin hedefe göre kendini düzenlemeden büyümeyi sürdüren bir toplumdayız. Urlaşan bir toplum kendi tanımına aldırmadan, kontrolsüz biçimde gelişen ve nedenlerin yitimiyle birlikte sonuçları yığıldığı bir toplumdur.'' **'' İnsanlar akıllı makineler yaratıyor ya da düşlüyorlarsa gizliden gizliye kendi akıllarından umut kestiklerinden ya da dehşet verici ve gereksiz bir aklın ağırlığı altında ezildiklerindendir : O zaman bu akılla oynayabilmek ve onunla eğlenebilmek için aklı makinelere hapsederler. İktidarı politikacılara bırakmanın bize her tür iktidar isteğine gülme olanağı tanıması gibi aklı makinelere emanet etmek de bizi her tür bilme iddiasından kurtarır.'' **''Kişi artık ötekiyle yüz yüze gelmiyor, ama kendi kendisiyle çatışıyor. Bağışıklık sürecinin saldırgan biçimde tersyüz oluşuyla, bağışıklık kodundaki bir bozuklukla ve kendi savunma sistemlerinin yok olmasıyla birey kendi antikoruna dönüşüyor. Dolayısıyla tüm toplumumuz -mikroplardan arıtırılarak içinde- ötekiliği etkisiz kılmayı, doğal gönderme olarak ötekini yok etmeyi amaçlıyor. İletişim yüzünden bu toplumun kendisine karşı alerjisi artıyor. Kendi genetik, biyolojik ve sibernetik varlığı karşısındaki şeffaflık yüzünden beden, kendi gölgesinden bile alerji kapıyor. Yadsınan tüm ötekilik hayaleti kendi kendini yıkan bir süreç olarak diriliyor. Bu da kötülüğün şeffaflığıdır.'' Daha onlarca altını çizdiğim ve üzerine düşünülmesi gereken satır var. Eğer sosyoloji, psikoloji, antropoloji, felsefe, medya veya siyaset bilimi gibi bir alana ilginiz varsa bunlardan herhangi biri üzerine okumalar yapmayı seviyorsanız güzel bir tercih olabilir. Özümsemesi zor bir eser olsa da okunmadan geçilmemeli diye düşünüyorum.
Kötülüğün Şeffaflığı
Kötülüğün ŞeffaflığıJean Baudrillard · Ayrıntı Yayınları · 2012479 okunma
··
1 artı 1'leme
·
796 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.