Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

222 syf.
·
Puan vermedi
Yaşar Kemal... Bir koca Yürek, bir koca Çukurova... Her yazdığında ayrı bir Anadolu, ayrı bir gerçeklik... Okuduğum kitapların tümünden bahsetmek istiyorum. İlk kitabım; Tek Kanatlı Bir Kuş, Anadolu'da bir kasaba, kasaba ama kimseler buraya giremiyor, korkuyorlar girmeye. Posta Müdürü olarak o kasabaya atanan Remzi Efendi ve eşi Melek Hanım'ın bu kasabaya kadar gelişlerindeki maceraları anlatıyor. Türlü türlü insanlar, türlü türlü yaşanmışlıklar... Kısacık ama dolu dolu bir kitap. Kitaptan anladığım aslında, şimdi dahi bir çok yerleşim yerimiz o kasabaya benzer durumda... İkinci ve üçüncü kitabım; Ağrıdağı Efsanesi, Köroğlu-Karacaoğlan-Alageyik Efsaneleri, Efsaneler efsanesi, buram buram Anadolu, Çukurova efsanesi... Bildiğimiz, bir kere de olsa duyduğumuz efsanelerimiz dört efsanede, fakat Yaşar Kemal anlattı mı başka anlatıyor, sanki ilk kez duymuş gibi okudum. Karacaoğlan, övüncümüz, (bizim ilçe girişinde 'Karacaoğlan Diyarı Feke'ye Hoş Geldiniz' yazar.) türküleri dilden dile, ama bu sefer farklı, Yaşar Kemal farklı, toprağım farkı... Kitapları okurken en ufak bir yabancılık çekmedim tek kelimesine, her sayfada sanki karşımda annem var da onunla konuşuyorum. Bilin mi'ler Menevşeler Yarbuzlar Çobanaltanlar... Gayrılar Bireler, keleler... Ben bir yandan kitabı okuyorum, bir yandan annemi soru yağmuruna tuttum. Yok şu türküyü bilin mi ananey, bu türküyü bilin mi ananey?.. Annemle birlikte okudum desem yeridir yani. Türküleri sordukça da biraz ağlattım annemi,(kulakları çınlasın) söylediğim türküyü kendi de söylüyor, sonra başlıyor ağlamaya... Efsanelerimiz kadar bizim, Anadolu'nun ağıtları da çoktur. Annemden öğrendiğim bir tanesini eklemek istiyorum sona yaklaşırken... Mekanı cennet olsun, ben dört beş yaşlarında ancak varım zar zor hatırlıyorum, Hayriye Ebem* vardı. Evi de evimize haylice uzak. Bize gelirdi elinde deynek, yerli şeftali yerdik beraber. Geldiğini görür görmez üzüm bağına koşardım kucağıma alabildiğim kadar üzüm ceplerime de şeftali toplar gelirdim eve. Daha başka da hiçbir şey hatırlayamıyorum o günlere dair. İşte, uzatmayayım çok da lafı, o Hayriye Ebem'in kız kardeşi, bacısı diyeyim, Çobanboğan deriz, bizim köyle ilçe arası, bir yer orada pamuk hasatından dönerlerken kocasıyla trafik kazasında ölmüşler. Bunun üstüne de Hayriye Ebem'in annesi bir ağıt yakmış: Çobanboğan'ın arası Kanınan doldu deresi Abilerin hep geliyor Parayınan yok çarası Ağla hatın anam ağla Alı kaldır kara bağla Abılanı gelin ettin Fındığınan gönül eğle ... (*genel olarak yaşlıların tamamına ebe, dede deriz) Yürek yanınca, kederlenince ağızdan çıkan şiir olurmuş, ağıt olurmuş.. Nice, ağıtlar yakıldı, nice efsaneler yazıldı şu koca Anadolu'da..
Üç Anadolu Efsanesi
Üç Anadolu EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 201710,6bin okunma
··
49 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.