Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

184 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Şimdi size öyle bir kitaptan bahsedeceğim ki, içinde savaş var, askerler tabi ki var, sürekli bir zamandan başka bir zamana ışınlanan bunun öncesinde bir uçan daire tarafından kaçırılan ana karakter Billy Pilgrim, Tralfamador gezegeni, ailesi, Dresden, Ilium, bombalar. Falan filan. Falan filan lafını geçiştirmek için söylemedim yanlış anlamayın. Bu kitapta çoğu yerde geçen, pelesenk haline gelmiş bir sözcük ikilisi bu. Tralfamadorluların ölenlerin ardından söylediklerini söylüyor Billy; Falan filan. Savaş dediğimde hepinizin tüylerinin diken diken olduğunu, acının, vahşetin, insafsızlığın dibine dibine vurduğu başka bir şey çağrıştırmıyordur eminim. Her türlüsü, her karesi. Bu trajediyi yaşayanlarla, yaşamayanlar tabi ki aynı kapta erimiyorlar. Özellikle görmüş, geçirmiş, yitirmiş ama beni öldürmüyorsa, güçlendirir ve belki de beni biraz yarım bırakabilir vakasının hayat görüşü halini alması kuvvetle muhtemeldir. Hayattan pek hazzetmemek gibi mesela. Hayata uyuz oluyorum der gibi! İlk kez okuduğum yazarın tarzı nasıl söyleyeyim, bir kaçış, bir delilik, eleştirel dalga, kimi zaman absürt diyebileceğim yerlerle dolu kendine özgü bir üslup. Savaş kısımlarını anlattığı bölümler hakiki, sahte kurgulamanın dışında olduğu belli oluyor. İnce olarak yonttuğu yergilerinden sistem ve ülkeler de nasibini alıyorlar. Öte yandan mizahsen dokunuşlar kondurduğu kurmaca da ise yazar sen bunları benim yazdığım gibi gör oku, gerisini merak etme savaşın anlatılacak o kadar da sempatik tarafları olmadığını sen de biliyorsun der gibiydi. Okuduğum kısımların bazıları tamam buraya kadar sonrasını boşver hissiyatını veriyordu. Peki kitabın kahramanı Billy Pilgrim kimdi? O zamanda kopmuş biri. Optometri okumuş, ilgi çekmeyen komik biriydi. Okulun kurucusu ve sahibinin kızıyla evlenerek turnayı gözünden vurarak, para çerçevedir olayının ne olduğunu bizzat deneyimliyordu. Bir de iki çocuğu oldu. Sonrasında ise lanet olası askerlik ve falan filan. Zaman geçişleri de ayrı bir olaydı kitapta. Billy göz kırptığında kendini 1963’te buluyordu. Bir kapıdan geçtiğinde ise yıl 1941’di. Okurken zaman geçişlerinde zorlanmadım çünkü anlatım akıcı ve kısaydı. Uzun uzadıya değildi hiçbir şey. Hikayenin içeriğinde çokça bilim kurgunun malzemelerinden yararlanılmıştı. Billy’nin kafası oldukça renkli ve yazarın ta kendisi gibi serbest düşünür. Bu tanım benim çok hoşuma gitti bakın; Serbest düşünür: Herhangi bir şeyin gerçekliğini kabulde otorite, gelenekler veya diğer dogmalar yerine mantık akıl ve deneycilikten yararlanan kişi. Yazara tamamen uyan bir tanım. Bazı sayfalarda resimler çizilmiş. Bunlar da ayrı bir tebessüm katmış esere. Mezar taşı ve kadın göğsüne gülümsedim. Kitap, Kurt Vonnegut’u üne kavuşturan ve özellikle Doğu cephesinin el kitabı olarak anılmasından dolayı ve naçizane olarak bilim kurguyla gerçeğin birbirine karışıp, zamanların içinde gezinmek istiyorsanız okumanızı tavsiye ederim. Bu kitapla ve yazarla tanışmamı sağlayan değerli okur arkadaşım
Murat Sezgin
Murat Sezgin
'e buradan teşekkürlerimi gönderiyorum. Bazı insanlar ve bazı kitaplar iyi ki var. Kitaplarla kalın.
Mezbaha No:5
Mezbaha No:5Kurt Vonnegut · April Yayıncılık · 20151,507 okunma
··
63 görüntüleme
Murat Sezgin okurunun profil resmi
Ben teşekkürlerimi gönderiyorum Gökçe okumadığım bir kitabı ve yazarı okuyup değerlendiğin için. Yazarın ve kitabın ününü biliyordum artık ben de zamanı gelince okurum. :)
Aurora okurunun profil resmi
Okuduğunda senin de fikirlerini merak ediyorum. Sağolasın, iyi ki varsın :)
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.