Gönderi

Kapılardan birinin daha önündeydim şimdi. Korkudan bir an gözüm dikişlerine çamur bulaşmış, üstünde daha yağmurun kurumadığı ayakkabıma dikildi. Nihayet cesaretimi toplayıp içeri girdim. O sahneyi ne zaman hatırlasam hala gözlerim dolar. İçeride yaklaşık bir otuz kadar iki kişilik banklardan vardı. Ama her bir bankta da sadece bir kişi oturuyordu. Hepsini de tanıyordum: Annem, eşim, okul arkadaşlarım, iş arkadaşlarım... Hiçbiri bana bakmıyordu. Şükrettim. Boğazım düğüm düğüm. Sistem'e sordum korkarak: "Bu oda ne odası?" Sistemin robotik sesi, ölgün duvarlarla kaplı odada yankılandı: "Bu oda, sana ihtiyacı olduğu zamanlarda yanında olmadığın kişilerin odası. Bu banklar bu yüzden böyle. Hep... tek kişilik gibi."
·
1 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.