Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Ahlaksız ahlak...
Bir düşünür, ahlak üzerine konuşurken şu ifadeyi kullanır:“Hürriyeti en çok isteyenler susturulmuş olanlardır. Fakat bunlar başkalarını yenince onlara hiçbir hürriyet vermezler.” Bu bağlamda insan haklarından, bağımsızlıktan ve özgürlükten söz edenlerin; genellikle gücü ellerine geçirdiklerinde sözünü ettikleri değerleri unutmaları, herhâlden Zijderveld’in sözüne ettiği “ahlaksız ahlakı” en iyi ifade eden durum olarak görülebilir. Ahlaksız ahlak, birey ya da grupların söylemleri ile eylemlerinin ters düşmesini, hatta çoğu zaman kasıtlı bir şekilde, değişen şartlara uygun olarak farklılaşmasını ifade etmektedir. Modern toplumlarda bu ikilemlerin daha fazla yaşandığına şahit olunmaktadır. İyilik, doğruluk, sorumluluk, dürüstlük, erdemlilik gibi nitelikleri kapsayan ahlak, toplumsal yaşantının olmazsa olmazıdır. Bir toplumda bu niteliklerin kaybolması veya anlamını yitirmesi; kaos, kriz, bunalım, yabancılaşma veya çatışma olarak karşılık bulacaktır. Ahlakın çerçevesi her ne kadar bazı standartlarla belirlenmeye çalışılsa da bireyden bireye, toplumdan topluma, zamandan zamana ve mekândan mekâna değişiklik gösterebilir. Burada dikkate alınacak husus iyi kötü ve doğru yanlış tanımlarıdır. Söz konusu kavramlar son derece görecelidir. O hâlde ahlaklılık ve ahlaksızlık konusunda bir belirsizlik ortaya çıkmaktadır. Yine de toplum vicdanında, gerek bireysel gerekse toplumsal tutum ve davranışlardan hangilerinin ahlaklı veya ahlaksız olduğuna dair belirgin ölçütler bulunmaktadır.
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.