Hepimizin için diğerlerinden farklı konumda olan yazarlar vardır benimki de Sait Faik, bunu zaten söylememe gerek yok, hepiniz biliyorsunuz :)
Sait Faik'in tüm kitaplarını çok severim özellikle Mahalle Kahvesi'ni ama Alemdağ'da Var Bir Yılan'ın ben de ayrı bir yeri vardır. Sait Faik ile ilk Medai Maişet Motoru eseriyle tanışmıştım. Berbattı gerçekten çok büyük hayal kırıklığı olmuştu hatta ben bu adamı daha okumam diyordum. Sonra çok yoğun olduğum, gece yatmadan önce okumaya çok az zaman bulduğum bir dönem tekrar okumaya başladım, nefes almak için. Kafam o kadar yoğundu ki sadece kitap okumanın verdiği his beni rahatlatıyordu, okuyup okuyup geçiyordum. Bir gün elime bu kitap geçti. İçindeki bir hikaye çok dikkatimi çekti. Okudum okudum okudum. Belki arka arkaya 4 - 5 kere. Sonraki zamanlarda da defalarca okudum aynı hikayeyi, müthiş bir şeydi. Her cümlesinde ayrı bir anlam bir derinlik yüklüydü. Ben o hikayelerin arkasında yalnız, hüzünlü, mutsuz adamı o hikaye de görmüştüm. Şimdi soracaksınız o hikaye o hikaye diyorsun da hangi hikaye bu, elbette ki Dülger Balığının Ölümü.
Bu kitaptaki diğer hikayelerini de okudum sonra tekrar tekrar. Her okuduğumda ayrı keyif aldım ayrı hüzünlendim. İşte böyle:)
Okumadıysanız Mahalle Kahvesi'ni de şiddetle öneririm, çok iyi hikayeler vardır içinde. Bu güzel incelemede bana da yer verdiğiniz için ayrıca teşekkür ederim. Çok güzel bir yazı olmuş. Değerlendirmelerinizin devamını beklerim.. Sevgilerimle..