Salt bir bilimkurgu okumayacaksınız. "Bir Astronotun Sonsuz Yolculuğu" bir kurgudan öte, kocaman bir yolculuk hikayesi, bir geri dönüş hikayesi, bir tarih hikayesi, bir devrim hikayesi, bir intikam hikayesi, bir aşk hikayesi. Jakub karakterinin çocukluğuyla ve babasıyla başlayan, dedesi ve babaannesiyle devam eden, çok sevdiği için serbest bıraktığı Lenka'sıyla renklenen ve mor uzay tozuna ulaşma yolculuğunda mekiğinde tanıştığı dev örümcek Hanus'la son bulan bir kendini bulma hikayesi. Bu kendini bulma içinde hiçbir şey size absürd gelmeyecek ve o kadar inandırıcı olacak ki. Ve bu hikayeyi okurken devrime ve intikama şahit olacaksınız.
Le Guin'in Mülksüzler'i keşke ben yazsaydım dediğim ilk kitaptır. Bu da ikincisi oldu.