Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

133 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Dönüş, Yunancada nostos demek. Algos,keder anlamına geliyor. Yani nostalji, doyurulamamış dönüş arzusundan kaynaklanan bir keder. Avrupalıların çoğu bu temel kavram için Yunanca kökenli bir sözcük (nostalgie, nostalgia), sonra kökü kendi ulusal dillerinden gelen başka sözcükler kullanabiliyorlar: İspanyollar anoranza diyor; Portekizliler saudade diyor. Bu sözcükler her dilde farklı anlamsal nüansa sahip. Çoğunlukla sadece ülkeye dönüşün olanaksızlığının neden olduğu hüznü belirtiyorlar; sıla hasreti, gurbet acısı. İngilizcedeki homesickness ya da Almancadaki Heimweh, Hollandacadaki heimwee. Ama bu, bu büyük kavramın daraltılması anlamına geliyor. En eski Avrupa dillerinden biri olan İzlandacada iki ayrı terim kullanılıyor: söknudur, genel anlamıyla nostalji ve heimfra, sıla hasreti. Çekler, Yunancadan alınan nostalji sözcüğünün yanı sıra bu kavram için stesk diye kendi isimlerini ve kendi fiillerini de kullanıyorlar; Çekçede en dokunaklı aşk cümlesi: Styska se mi po tobe: Sana hasretim; yokluğunun acısına dayanamıyorum. İspanyolcadaki anoranza, anorar (nostalji duymak, özlemek) fiilinden gelir, o da Latince ignorare (bilmemek) sözcüğünden türeyen Katalanca enyorar’dan. Bu etimolojik aydınlatmanın ışığında, nostalji, bilmemenin acısı olarak ortaya çıkıyor. Uzaktasın, ve ben sana ne olduğunu bilmiyorum. Ülkem uzakta ve ben orada neler olduğunu bilmiyorum. Bazı dillerin nostaljiyi kullanmakta sıkıntıları var: Fransızlar nostaljiyi ancak Yunanca kökenli nostalgie ismiyle ifade edebilirler ve fiilleri yoktur. Şöyle diyebilirler: Je m’emnuie de toi (‘’Seni özlüyorum’’) ama s’ennuyer (özlemek) sözcüğü zayıftır, soğuktur, her halükarda böylesine ciddi bir duygu için fazla hafif kalır. Almanlar nostaljiyi Yunanca biçimiyle pek nadir kullanırlar ve Sehnsucht demeyi tercih ederler: orada bulunmayana duyulan istek; ama Sehnsucht asla gerçekleşmemiş olana (yeni bir maceraya ) karşı da duyulabilir ve dolayısıyla içinde ille de bir nostos düşüncesini barındırmaz; Sehnsucht’un içine dönüş saplantısını katabilmek için, yanına bir tümleç eklemek gerekir: Sehnsucht nach der Vergangenheit, nach der verlorenen Kindheit, nach der ersten Liebe (geçmişe, kaybolan çocukluğa, ilk aşka özlem). İsmini buradan alıyor olmalı kitap ve sıla hasretini, eskiye duyulanın özlem mi yoksa yabancı bir duygu mu olduğunu anlamlandırmaya çalışıyor. Kültüründen, sokaklarından, insanlarından uzak kaldığın bir yer artık senin yurdun olabilir mi? Hele ki yeni bir yurt edinmeye çalışarak yeni alışkanlıklar, yeni deneyimler, yeni tatlar, yeni zevkler, yeni sevişler, yeni terk ediş ve terk edilişler edindiysen? 1968’in Prag’ında Sovyetlerin yerleşmeye başladığı yurdunda Soğuk Savaşın izlerini taşımamak adına Paris’e yerleşen İrena’nın içsel ve dışsal bir yolculuğuydu okuduğum. Ama beni daha çok etkileyenler Josef’inkiler oldu nedense. Yurda tekrar dönüşü ‘bilebilecek’, anlayabilecek birileri olmalıymış gerçekten yoksa o yalnızlık, o yabancılaşma her şeye, o sıkılmışlık geçmezmiş.
Bilmemek
BilmemekMilan Kundera · Can Yayınları · 20141,582 okunma
·
32 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.