Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

208 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Öncelikle söylemek isterim ki, bu bir inceleme değildir. Çünkü bu kitabı incelemek sanırım zorlu bir iş olsa gerek. Ben size kısaca görüşlerimi belirteceğim. İsminin ve kapağının farklılığı etkilenmemde ilk büyük etkenlerdi. Okurken de sık sık incelediğim kapağı gerçekten içerikle güzel örtüşmüş bence. Yazar alegorik bir tarz, farklı ve sürükleyici bir kurgu yaratmış. Peki nedir bu Madanayuyu? Evet, okurken karakterlerin isimlerinin çok farklı oluşu da bunu irdelememe sebep oldu ve de tersten okuduğumuzda bir anlam kazandığını gösterdi. Madanayuyu ana karakterimizin adı. Yani 'uyuyanadam'. Eserin içeriğinin iki kelimeyle tanımı da 'iletişim kırılması'. Bu konu üzerinden ilerliyor. Madanayuyu yalnız bir adam ve insanlardan nefret ediyor. Hayatını tamamen kendi halinde yaşayan, insanlarla mesafeli birisi. Ve tabii bu hale gelmesinde büyük bir etken var. Bu da kitabın sonunda belirtiliyor. Spoiler vermek istemem pek fazla. Peki ya bir sabah uyandığınızda konuştuğunuz dil bambaşkaysa ve hiç kimseyi anlamıyorsanız ne yaparsınız? İnsanlarla olan iletişimimizdeki büyük eksiklikler, yanlışlar, buna binaen psikolojimiz, bilinçaltımız vs tüm etkenler göz önüne alınarak yaşayabileceğimiz sembolik bir durum. Rüya ile gerçek arasında gidip gelen anlar. Genel olarak baktığımızda insanların birbiriyle olan ya da daha doğrusu olmayan iletişimi üzerine güzel tahliller ve benzetmeler yapmış. Günümüzün en büyük eksikliği, teknolojiyle daha da büyüyen bu kopukluk bize neler yaşatabilir, iç dünyamızı nasıl etkiler, bunu sembolik bir şekilde olaylarla Bay Madanayuyu üzerinden anlatıyor. Bence yaratıcılığını güzel kullanmış ve okunması gereken bir eser. Özellikle psikoloji alanı üzerine yoğunlaşmış kişilerin bu kitap üzerine inceleme yazması sanırım daha faydalı ve güzel olur. Daha iyi anlatabilmek açısından beğendiğim bir kaç alıntıyı sizlerle paylaşarak sonlandırıyorum. Keyifli okumalar. "Samimiyet, içtenlik, anlayış, hoşgörü gibi davranışlar birbirleriyle yarışırcasına insanlığı terk ediyordu. Çağ bozulmuştu. Evrenin enerjisi bozulmuştu. İnsanlar önce kendileri dışındaki varlıkları dışlamış, onları zedelemişti. Doğayı, hayvanları anlamak bir yana, onları avlamak, yok etmekten kaçınmamıştı. Bir yandan da yüzyıllardır birbirlerini yok ediyorlardı. İletişim, ihtiyaç duyduğu her duygu ve düşünceyi kaybetmiş, piç gibi ortada kalmıştı." "Diğerleri çok mu mutluydular sanki? Etraflarında bir yığın insanla kuruyorlardı hayatlarını. Hep aynı muhabbetlerin içinde zamanlarını tüketiyorlardı. Mecbur oldukları insanların kucağına gömülmüş nefes bile alamıyor, sürekli bundan yakınıyorlardı. En yakınları en büyük işkencecileri oluyordu. Ağzını burnunu tıkayıp onu havasız bırakıyorlardı. O bunlardan kaçmıştı. Birilerinin hayatını yönetmesine, onu kendi yaşamlarının içine çekmesine müsade etmek istememişti."
Madanayuyu
MadanayuyuToygar Barut · Destek Yayınları · 201526 okunma
·
22 görüntüleme
Hilal okurunun profil resmi
Portakal Çiçeği
Portakal Çiçeği
Her ne kadar pek nitelikli ve detaylı olmasa da senin isteğin üzerine yazdım bir şeyler :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.