“Hiçbir şey bizim değil, sevdiğim adam benim değil...”
(sayfa 198)
Elif, gazeteci kocası Cem’e deli bir aşkla bağlıdır. Kocasına duyduğu hastalıklı bir tutkudur .
Ondan uzakta yaşamayı tercih etse de yine arada onun yanına koşar.
Ama daha sonra kocasından, yalanlarından ve kocasının yalan dünyasından kaçıp sığındığı Paris’e döner.
Kitap iki bölümden oluşuyor. Birinci bölümde olaylar Cem’in penceresinden, ikincisinde ise Elif’in penceresinden aktarılıyor.
Ben kitabı çok beğendim. Yazarın iki karakterin iç dünyalarını derinlere inerek, kendi ağızlarından anlatması çok ilgimi çekti.