Fütursuzca har vurup harman savurduğumuz hayatımızın aslında ne kadar değerli olduğunu, aldığımız oksijenin hakkını vermek adına az uyuyarak -ki aslında gerektiği kadar uyuyarak- o miskin, tembel ve uyuşuk yaşam düzeninden nasıl sıyrılabileceğimizi, her insanın içinde aslında büyük işler başarabilecek bir deha olduğunu; lâkin insanlık tarihi boyunca sayısız nedenlerle bu dehanın nasıl arka plana itilerek sindirildiğini tabir-i caizse kafamıza dank ettirebilecek bir üslûpla anlatmış sayın Demirkıran. Ve hayat felsefesi yapılabilecek bir aforizma ile de bu söylediklerini desteklemeyi de ihmal etmemiş: "Başarılı insanlar az uyumazlar, az uyuyan insanlar başarılı olurlar."