Bundan çok evvel, evvellerin en başından bu yana söylenegelen hikayelerin en meşhurunu yazar kendince anlatıyor bize.
Yepyeni bir hikaye yaratmak mı daha zordur ,yoksa bilinen bir hikayeyi yoğurup okuyucuya sunmak mı?
Okuyucu bir sonraki sayfada olabilecekleri bilirken onu şaşırtabilmek, bıktırmamak , son sayfaya kadar okutabilmek o kitabı.
Yazar bunu başarıyor.
Aynı şeyi aynı şekilde defalarca okuyup dinleyemeyiz belki, ama bir sanatçının kalemine değerse o hikaye, ilk kez duyuyormuş gibi hissederiz, o lezzeti alırız.
Bir şarkıyı başka bir sanatçıdan dinlediğimizde aldığımız haz gibi.
Ben bu hissi bir de Necip Fazıl'ın Çöle İnen Nur adlı kitabında almıştım.
Necip Fazıl eseri için bu bir sanat eseridir diyor ve bilgi verme kaygısının ötesinde bir aşkla eserini ortaya koyduğunu belirtiyordu.
Nazan Bekiroğlu'nun kitabında da daha çok sanat ön plana çıkıyor ve okuyucuyu etkisi altına alıyor.