Dünyanın içinde yaşadığımız şu karmaşık, belirsiz, yönsüz karanlığına hepimizin az çok kapıldığı bu dönemde, en çok ihtiyacımız olan şeyin, her çeşit varoluşumuza bir dil aramak olduğunu düşünüyorum.
Umutsuzluk uzaktan, öteden, ötekinden gelmiyor; aynı ya da benzer bir dili konuştuğumuzu, yakınımızda durduğunu sandığımız insanlardan geliyor ilkin.
Belki de küsmek yerine daha çok konuşmalıyız.
Şu ümitsiz gezegende tek konuşan canlı türü biziz çünkü.