Gönderi

Sen bu akşam kumarda beşyüz lira kaybettin. Düşün, bu parada ne kadar insan ve emek hakkı var... Eğer bir hamal, sırtında elli kiloluk yükü bir kilometre ötesine iki buçuk liraya taşırsa, bu hamalın iki yüz kilometrelik emeği... Tam yedi yüz on beş ekmek parası... Bir hastahane dolusu insanın acısını dindirecek ilaç tutarı... Bayram sabahı, boynu bükük, bilmem kaç öksüzün kundura bedeli... Şu kadar kefen, yahut kundak bezi; bu kadar ah, vah yahut oh, eh karşılığı... Çocuklar! Bütün bu hak sahiplerine acıyan, bütün bu emekçilere içi sızlayan, parasını nasıl bir zara, bir kâğıda teslim eder? Düşeş niçin bey de, hepyek neden köle?.. Düşünmeğe kurcalamağa lüzum yok, çocuklar! Acımak, düşünmektedir, acımak bulmaktadır. Acıyın, yeter! Can taşıyan, yüreği atan her yaratığa acıyın! Ağzından kemiğini çaldıran köpeğe, her parçası ayrı ayrı kıvranan solucana, tabanı yanan çakala... Hepsinin üstünde insana; buruş buruş beyni, alnı ve çenesiyle gözyaşı döken insana acıyın!
·
10 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.