Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Osmanlı’nın son dönemlerinde de korkunç bir vampir vakası vuku bulmuştur. Büyükada da yaşanan bu olayın bazı kanıtları günümüz de hala Atina’daki Saray Müzesinde sergilenmektedir. Yıl 1805 Osmanlı Devleti’nin başında III Selim var. Avrupa’da Napolyon Bonapard’ın orduları hızla ilerlerken Osmanlı Devleti de Rus Çarlığı Desteğinde ki İngiltere ile savaş halindedir. Osmanlı ülkesi Müslüman teba için ne kadar çekilmez haldeyse gayri müslim teba için o denli güzeldir. Şöyle ki imparatorlukta askere sadece Müslümanlar alınmakta, oluşan piyasa boşluğunda ise ticaret Yahudi, Ermeni ve Rum asıllı Osmanlı vatandaşlarının eline bırakılmaktaydı. 1805 Yılının ağustosun da Prens takım adalarının en büyüğü olan büyük ada da zengin bir kuyumcu eşrafının çocuğu olan Yorgo çocukluk arkadaşı Manolis ile sandalla yüzmek için açılırlar. Sandal durmadan kıyıdaki kayalıklara atlayan Manolis başını kayaya çarpar ve beyin kanaması geçirerek ölür. Aradan bir süre geçtikten sonra Yorgo bir gece yarası Manolisi büyük ahşap evlerinin bahçesinde gördüğünü iddia eder fakat bu sözü dikkate alınmaz. Bir süre sonra ada sakinleri ahırlarında bulunan hayvanlarını boğazları parçalanmış olarak bulmaya başlar. Bunun sebebi vahşi bir hayvan olabileceği düşünülür, fakat bu tür bir eylemi gerçekleştirecek kadar büyük bir hayvan Büyükada da yaşamamaktadır. Olayı seyreden birkaç ay içerisinde adada ikisi kadın 3 genç ortadan kaybolur, ada sakinleri arasında kızların İstanbul da Müslüman sevdikleri olduğu ve onlara sandalla kaçtıkları söylentisi yayılır. Ancak çok geçmeden bunun böyle olmadığı anlaşılır. Ada sakinlerince bugünkü Rum yetimhanesi civarındaki ormanlarda zaman zaman gençler görülür. Bunun üzerine gençleri aramak için 15 – 20 kişilik bir grup oluşturulur. Ormanlar tarumar edilir gençlere ait elbise parçaları ayakkabılar bulunsa da ölü yada diri kimseye rastlayamazlar. Ardından geçen günlerde adanın nisbeten daha tenhalık bir kısmında oturan yaşlı bir çift boğazları parçalanmış halde bulunur. Bu olay Ada’da büyük bir infial başlatır. Adalılar dönemin önde gelen Ortodoks din adamından bir açıklama yapmasını bu olayın ne olduğunu ve nasıl durdurulacağını insanlara anlatmasını ister. Görevli vaizse konuyu Yunanistan’daki yüksek Ortodoks kilisesine danışacağını söyleyerek zaman ister. Vaiz Yunanistan’a gönderdiği mektupta tüm detayları açıkça anlatır fakat bu arada aynı şekilde iki kişinin daha cesedi bulunur ada’da Yunanistan’a ulaşan mektup dikkatle incelenir konunun bir vampir olayı olduğu düşünülür ve vampirlere karşı nasıl mücadele edilmesi gerektiğini anlatan detaylı bir mektup ve bir vampir kiti gönderilerek vaize cevap verilir.
··
13 görüntüleme
Ebru Ince okurunun profil resmi
Vaiz mektubu ve kiti aldıktan sonra durumu tüm gerçekliği ile ada halkına anlatmanın onları korkutup adadan kaçıracağını ve adanın tamamen Türk’lere kalacağını düşünerek mektuptaki bilgileri sadece belli başlı kişilerle paylaşmaya karar verir. Ada’nın güçlü kuvvetli gençlerin den bir ekip kurulur. Ormanlar yeniden aranıp taranmaya başlar günler süren aramalar sonucu yine bir netice alınamaz. Bir süre sonra Pazar ayininden evine dönerken kestirme yolu kullanmak isteyen bir adam ormandaki patika yola sapar ve saldırıya uğrar. Saldıran kişi ise Manolis’tir orada devriye gezmekte olan Osmanlı zaptiyesi ve yetişen diğer halkında yardımı ile güçlükle elleri ayakları bağlanarak ada karakolunda nezarethaneye konulur. Bu arada Manolis’in hortladığına dair adada söylenceler başlar. Osmanlı Devleti savaş halinde olduğu için adada görevli sadece iki zaptiye vardır onlarda ne yapacaklarına karar veremeyerek durumu İstanbul’daki Zaptiye amirine bildirirler zaptiye amiri daha önce İstanbul’da ada hakkında bazı dedikodular duymuştur fakat resmi kaynaklardan gelen bu rapora hayret eder ve durumu dönemin şeyhülislamı Zenbilli Ali Efendiye bildirir bu sırada Manolis nezaretin küçük demir penceresini parçalayarak kaçar. Vaiz önderliğindeki ada halkı ada mezarlığına giderek Manolis’in mezarını açarlar ancak Manolis’in tabutunun boş olduğunu görürler tabutun parçaları eski bir roma geleneği uyarınca , vampirin yaşarken ait olduğu aileye musallat olmaması için Manolis’in babası tarafından evlerinin kapısının üzerine çakılır. Günümüz de Karadağ sokakta bulunan bu ev restore edilerek boyanmış olmasına rağmen tabutun parçaları halen görülebilmektedir. Manolis ve diğer gençlerin ise vaiz ve ekibi tarafında bulunup öldürüldüğü düşünülmekte olsa da bu konuya dair bir bilgi veya belgeye rastlanamamıştır. Konu ile ilgili daha başka bir bilgi bulunmaz ve tarihin gizemli tozlu raflarına kaldırılır. İnanılmaz bu tarihsel olaya biraz daha yakından bakacak olursak, bazı olayların bu konuyu destekler biçimde ilerlediğini ve bazen de olayın gizemini sürdürdüğünü görebiliriz.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.