Gönderi

" Sabahattin Ali Konya'da 22 Aralık 1932'de tevkif edildikten sonra 29 Nisan 1933 tarih ve 1249 sayılı kanunla memuriyet kaydı silinir. 12 Mayıs 1933'te ise adına gurbet hapishanesi de denilen Sinop Hapishanesi'ne sürülür. Aile ve dost çevresinden iyice uzaklaşır, artık hafta sonları bile görüşüne kimse gelmeyecektir. Hapishanede, Karadağ diye anılan üçüncü kısmın ikinci katında deniz kenarındaki küçük bir koğuşa yerleşir. Burası Sinop'un nüfuzlu adamlarından olan ve cinayet suçundan tutuklu bulunan Mehmet Kuşüzümü'nün kaldığı koğuştur. Rivayete göre Abdülhamit zamanında sarayda çalışmış İstanbul efendisi bir zat olan hapishane müdürü Cevat Bey Sabahattin Ali'yi Mehmet Kuşüzümü'ne emanet eder ve ona iyi bakmasını söyler. Aynı koğuşta yatan Hüseyin Kuşüzümü Sabahattin Ali'nin burada geceleri sürekli okuduğunu ve gündüzleri de bir sandık üzerinde yazdığını söylemektedir. Konya ve Sinop cezaevlerinde oldukça sıkıntılı ve telaşlı bir ruh atmosferi içinde yaşayan Sabahattin Ali buradan edindiği tecrübe ve gözlemleri "Bir Şaka", "Kanal", "Kazlar", "Bir Firar", "Çaydanlık" ve "Katil Osman"adlı hikayelerinde kullanır. Mesela Sinop'taki Koğuş arkadaşı Hüseyin Kuşüzümü bir hatırasını anlatırken "...sonradan okuduğum Katil Osman hikayesi aynen olmuştur. Yazdıkları doğru. Osman biz içerdeyken kahvede bir adam öldürüp gelmişti. Çelimsiz bir çocuktu, İddia üzerine adam vurmuş diye belirtir."
Sayfa 40 - Kesit Yayınları, İstanbul, Şubat 2016.
·
2 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.