Kitabı bitirdikten hemen sonra sıcağı sıcağına incelemeyi planlıyordum. Ne yazık ki evdeki hesap çarşıya uymadı.
Kitabı incelemeden önce bir konuya değinmek istiyorum.
Kitaba başlamadan önce, Beyaz Geceler'in ,yazarın diğer kitaplarına kıyasen beğenilmediğini,hayal kırıklığı olduğunu ve doyurucu olmadığı için okumanın zaman kaybı olduğunu söyleyen birçok insanla karşılaştım. Bu düşüncenin kaynağını çok merak ettim ve kitaba başlarken de beklentimi düşük tuttum.
Kitabın ilk sayfasında İvan Turgenyev'in '...Yoksa o,bir anlığına da olsa,senin kalbine yakın, yakın olmak için mi yaratıldı?' sözüyle karşılaştım ve çok hoşuma gitti.
Yazar kitabı dört geceye bölmüş ve bu dört geceyi 'Beyaz Geceler' başlığı altında toplamış.
-Bunu söylemeden edemeyeceğim:Bir tane yayınevi sırf kitabın başlığından dolayı karlı bir resim koymuş kapağına... Bu konu hakkında konuşursam susamam diye burda noktalıyorum.-
St. Petersburg'da yaşayan bir gencin kurduğu hayalleri,o hayallerle nasıl yaşadığını ve aşık olarak,adım adım,kendi kabuğundan çıkmasına tanık oluyoruz.
Kitabın içeriğinden spoiler vermeyeyim diye pek bahsetmeyeceğim.
Bu kitap hakkında neden olumsuz eleştri yapar ki bir insan?
Sonuçta Dostoyevski... Yine de renkler ve zevkler tartışılmaz. Ben kitaptan çok etkilendim. Olayları tahmin etsem de sonu ,dördüncü gecenin sabahı, beni biraz sarstı.
Kısa bir kitap. Şans verilmesi gereken bir kitap.
İyi okumalar.
-SPOILER-
Ama sana kin bağlamak mı, Nastenka? Tertemiz, pırıl pırıl mutluluğuna gölge düşürmek mi? Acı sitemlerimle seni kederlendirip gizli azaplar vererek, en mutlu anlarında yüreğinin acıyla çarpmasını ister miyim? Gelin olduğun gün, onunla birlikte yürürken siyah saçlarını süslediğin narin çiçeklerden tekini bile soldurabilir miyim? Bunları ben mi yapacağım Nastenka? Asla, asla! göklerin her zaman açık olsun, sevimli gülümseyişin parlaklığını, mutluluğunu yitirmesin. Yapayalnız yaşayan, sana karşı şükranla çarpan bir yüreğe tattırdığın mutluluk anından dolayı seni hep hayırla anacağım. Ulu Tanrım! O ne uzun, mutlu bir andı! Bir insana böyle bir an yaşam boyu yetmez mi?