Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Öykü Otobüsü
-1- Mezarlık. Yolun karşısındaki cami ve etrafını çevreleyen evler. Bitişiğindeki park. Oradan her geçtiğimde ölümle yaşamın iç içe olduğunu düşünürdüm. Parkta oynayan, bi o yana bi bu yana koştururken ruhlarının tazeliğini fark edemeyen çocuklar ve öteki tarafta mezarlar. Yollarını avucumun içi gibi bildiğim memleketimin her köşesine bir anlam yüklemiş buluyorum kendimi. Ne kadar özlediğim hususunda yorum yapmıyorum. İçimde bir özlem duyduğumda ‘geç kalmışlık’ hissi de cereyan eder benim açık pencerelerimden. Endişeleniyorum. Çünkü geç kalmanın çaresizliğini bir kere daha yaşamak istemiyorum. Bavulumu toplamaya koyuldum, üç beş parça bir şey attım içine. Apar topar çıktım yalnızlık kalemden. Otogara vardığımda bir tane bile Sivas’a giden otobüs kalmadığını öğrendim. En erkeni sabah saat 7de. İlerde bir otobüs gördüm, Yediveren Turizm yazıyordu üstünde. Sormadığım bir o kalmıştı. Otobüsün yanı başında gözlerinin içtiği sigaradan yaşarmış olduğunu düşündüğüm bir adam duruyordu. Yanına gittim: “Abi,” dedim, “Biliyor musun, nereye gider bu otobüs?” “Biliyorum yaa, bilmem mi şoförüyüm ben bu otobüsün. Adım da Hayri.” Gözlerindeki yaşarmanın dışarısını nasıl buğulu gösterdiğini hayal ettim bir an. O ise tatlı bir gülümseyişle tanıtmıştı kendini. Ve sonra ekledi: “Hatay’a gider bu. Sen nereye gidecen?” “Memnun oldum abi, ben de Zehra. Sivas’a gidecektim ama en erken otobüs sabah 7de. Ben de hemen şimdi yola çıkmak istiyodum son umudum da sendin amma sen de Hatay’a gidiyomuşsun.” “Anladım hanım ablam. Sen biletini al gel bizim otobüse, ben bi hal çaresini bulmaya çalışırım. Tabii sen de istersen. 20 dakika sonra kalkacağız bilgin olsun.” Yüzümde, sihirbazlık gösterisinde her numaraya acayip bir şaşkınlıkla bakan insanın yüz ifadesi oluşmuştu. Ağzımdan ise tek bir kelime çıktı: “Ne?” Günüm garipleşmeye mi başlıyordu yoksa çok iyi bir insana mı rastlamıştım bilmiyordum. Otobüsün içine baktım, her koltukta değişik değişik insanlar oturuyor. Hele biri vardı ki, göz göze geldiğimizde içindeki ruhu kaybetmiş gibi baktığını hissettim. Korkmadım değil. Fakat bu alışılmadık davet, beklenmeyen yerden gelen bir iyilik işareti herkesi içine çekebileceği gibi beni de içine çekti ve otobüse binmeye karar verdim. Hem bi an önce Sivas’a gitmek istiyordum. Bileti alelacele halledip Hayri Abinin yanına vardım: “Abi hallettim bileti 42 numara.” “Hadi geç bakalım ablam, birazdan kalkacağız.” Otobüse doğru adım atarken, “Herhalde bu turu yeni açtılar adam da para kazanmak için beni almaya karar verdi. Ankara’da falan bırakır.” Diye düşündüm. Otobüse binip arkaya doğru ilerlerken yine o adamla göz göze geldim. Adımlarımı hızlandırdım. Birkaç kişi kitaplarını şimdiden okumaya başlamıştı, biri müzik dinliyordu “Acaba müziğin dışardan duyulduğunun farkında mı?” dedim içimden. Müziği tanımıştım. “Ama ben o parçayı Gorillaz grubundan değil Skye Edwards’dan dinlemeyi daha çok severim.” Diye geçirdim içimden. - youtube.com/watch?v=orSI414... - Sonunda koltuğuma ulaştım ve pencereden dışarıyı izlemeye koyuldum. ...
··
5 görüntüleme
Erhan okurunun profil resmi
Elinize sağlık, bu arkası yarın tadında hikayeler merak ettiriyor çok. Güzel bir başlangıç olmuş, teşekkürler:)
Zehra okurunun profil resmi
Ben teşekkür ederim. :)
Arzunalbant okurunun profil resmi
Kalemine saglik. :)) Devamı gelecek gibi, gelir mi?
Zehra okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. Gelmesini umuyorum. :)
5 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.