Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Seni gidi Mahmut Seni
“Kiraya verdiğim kuru temizlikçi dükkânındaki kasiyer kızı hatırlıyor musun? Patlıyorum sıkıntıdan. Ahbaplığımız ilerledi. Güleç, sıcacık bana karşı. İhtiyarım tamam, ama yüreğim genç. Belli etmiyorum tabii. Yine de okşamak geçiyor içimden, ne yalan söyleyeyim. Derken bir gün, ‘Çok tatlısın amca!’ deyip sarılmadı mı boynuma, şap şup öptü yanaklarımdan. Titriyorum yahu! Zar zor, ‘Ne yapıyorsun kızım,’ dedim, ‘çekil başımdan.’ ‘Hoşuna gitti değil mi?’ demez mi? Lâ havle velâ kuvvete illâ billâ. Dar attım kendimi sokağa. Şıllık tırtıklayacak beni besbelli. Zaten borç diye aldığı beş milyonu vermedi geri, iç edecek aklınca. Bir gören olmadı bereket. Beş on gün sabrettim. İnci dişleri, minicik burnu, cin bakışları çıkmıyor aklımdan. Gelir, dedim, atarım eve, mıncıklarım orasını burasını, koklarım. Başka ne gelir elimden. Helal olsun, yazık. İhtiyacı var. Sıkıştırıveririm eline üç beş. Tişört alsın, çorap alsın. Gülme! Kepazelik elbet. Horoz ölür, gözü çöplükte kalır. Dayanamadım. Çevreyi kollayıp gittim dükkâna. Kıkır kıkır güldü kız. Çay getirtti. Ellerim titriyor. Devirdim bardağı, battı pantolonum. Islak bez getirdi kız, silecek. Silkindim. Al bastı suratıma. Paldır küldür fırladım dışarı. Seslendi arkamdan, ‘Gel amca gel, aldırma.’ Belki bir hafta dolandım durdum sokaklarda, gözetledim karşı kaldırımdan dükkânı. Git be, aptal herif, dedim, teklif et, yüzde yüz kabul edecek, kaçırma fırsatı. İçeri girdiğimde yoktu kız ortalıkta. Dükkânın arka tarafından soluma sesleri geldi kulağıma. Ah, oh, ulan! Önce kız çıktı ortaya, arkasından bir delikanlı. Morardılar beni görünce. Delikanlı acele çıktı gitti. Resmen kırıştırıyorlardı birader. Bana da, dedim, yoksa seni şikâyet ederim patronuna. Kız ne yapsa beğenirsin, kalktı yürüdü kapıya doğru. Ne yapacağını kestiremedim. Açtı kapıyı kapadı hızla, kilitledi üstümden. Şaşırdım. Kaçacak yer yok. Elim ayağım dolaştı. Vay canına, oğlana dövdürecek mi yoksa beni. Yumruklasam camları, bağırıp çağırsam, beter rezalet. Dolanıp duruyorum deli danalar gibi. Düştük tuzağa. Kaç dakika geçti, farkında değilim. Kapıda iki polis, o oğlan, kız belirdi. Açıldı kapı. Sarkıntılık ediyormuşum. Buyurun karakola. Ne desem boş. Komiser anladı durumu galiba. İzin verdi avukatımı çağırmama. İptal ettirdi avukatım tutanağı, sulh olduk. On milyon tosladım el altından, anlarsın. Ağzıma yüzüme bulaştırmakla kaldım yani.”
YKY
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.