Çoğu yazar, eski hikayelerinin peşlerini bırakmadığını defalarca ifade etmiştir. Hikayeler tarafından rahat bırakılmamak da en çok Stephen King'in yaşayacağı bir durum olmalı. Arama motorlarımıza Stephen King kaç kitap yazdı diye soracak olursak karşımıza çıkan rakam 200 oluyor. Haliyle çeşit çeşit hikayelerinden ve fikirlerinden bazıları hala yazarın içinde bir yerlerde yaşamaya devam ediyordur. Kanıtımız elimizde: Doktor Uyku.
Medyum, Stephen King'in en iyi romanı mıdır, tartışılır. Bana göre en iyilerinden biridir. Fakat şunda kesin bir yargıya varabiliriz ki; Medyum, King'in en çok ses getiren eserleridir. Romanın ilk sayfasından itibaren okurunu kuşatması, karakterlerin sanki yanımızda oturuyorlarmış hissi yaratması ve bitmez tükenmez delilik, romanı mükemmel yapan yalnızca birkaç unsur. Bir de hepimizin bildiğini varsaydığım "Cinnet" var. Çeviriden kaynaklanan yanlış anlaşılmalar aklımızda kalmıştır. Sonuç olarak roman ve filmin adı aynı: The Shining. Gel gör ki, romanın da filmin de çevirisinin bununla alakası yok. Bahsettiğimiz "ışıltı", "Medyum" diyerek sıradanlaştırılan, "Cinnet" diyerek de ortadan kaldırılan bir durum oluverdi. Bunu yapmanın ne kadar sakıncalı olduğunu Doktor Uyku ile olan maceramızın başlamasıyla anlıyoruz.
Işıltı, ilk romanda gizemini fazlasıyla koruyan bir unsurdu. Doktor Uyku'da ise romanın daha iyi anlaşılması için ışıltının üzerindeki gizem perdesi biraz daha aralanıyor. Tam anlamıyla bir açıklama beklemeyelim, sonuçta biraz gizemden kimseye zarar gelmez. Yalnızca ışıltının değil, ilk romandaki küçük çocuğumuz Dan Torrence'ın da hikayesi bizlere daha açık bir şekilde veriliyor. Dan'in hayatının gittiği yönün ilk kitapta yaşadıklarıyla ne kadar ilişkisi olduğu anlatılıyor ve bu yapılırken biz de kafamızdaki boşlukları tamamen dolduruyoruz.
Doktor Uyku'nun durmayan temposu, üst düzey yaratıcılığı ve üzerimizde bıraktığı nostalji hissi sonucu, bu hikayenin King'e musallat olmasına sevindiğimi söyleyebilirim. Zamanı en etkili kullanabilen yazarlardan biridir Stephen King ve bu yeteneğiyle her zaman tüylerimizi diken diken etmeyi başarır. The Shining, bizleri kamyon çarpmışa çeviriyor, bu doğru. Uzun bir aradan sonra da bizleri toparlaması için Doktor Uyku geliyor. Stephen King'e minnet duymalıyız.