Gönül ister ki, okullarımız, ilkinden yükseköğrenimin sonuna kadar, derece
derece gençlere öğrenme ve yetişme yolunda güvenle yürümenin yolunu
öğretsin; çalışıp başarılı olmanın sırrını göstersin. Okul, bilgi üreten bir
fabrika halinde çalışmasın ve gençlerin yalnız zekâları üzerinde kalmasın,
iradeleri üzerinde de dursun ve onların ruh terbiyelerini yapsın. Çünkü
insanın kıymet ve kuvveti, bilgisinin genişliğinde olmaktan çok, benliğine
sahip ve iradesine hâkim olabilmesinde; iyi huylarında ve ruh terbiyesindedir.
İrade ve ruh terbiyesi ise, ayrı bir iştir. Bu, ders ve kitap okuyup
ezberlemekle elde edilmez. Bununla beraber, herkes biliyor ki, haddini aşan
sınıf mevcudu ile dolup taşan okullarımızın hiç üzerinde durmadığı işlerden
biri budur.