Yıkılan, bunun yanında çabalayan. Tante Rosa. Maruz kalan ama kurtulan. Tante Rosa. Her daim çare bulan. Tante Rosa. Etkileyen, okuyanı kendine benzeten... Belki de okuyanın kendini tanımasına göz yuman. Tante Rosa. Biricik hem de pek çok. Tante Rosa. Kendine sarılan, kendini kucaklayan. Tante Rosa.
Tante Rosa. Liseli bir aşık gibi tekrarlayasım geliyor sürekli bu ismi. Bir gözümde kahraman adeta. İnsanların veya toplumsallaşmanın kendisine etki etmesine müsade etmeyen her kadın Tante Rosa olabilir. Ve tabi içini öldürmemiş her kadın en azından hayatının bir bölümünde Tante Rosa'dır. Tante Rosa olmak acı verebilir ama sarılacağın en önemli kolların sana ait olduğunu da öğretir. Çünkü bir kahraman Tante Rosa.
Tante Rosa. Diğer gözümde ise bir kahramandan biraz daha farklı. Durup durup düşünmeme sebep oldu insan yaşamı konusunda, yaşama felsefesi konusunda. Ansızın çekip gitmeleri mutlu olmak için değildi. ("insan sürekli mutlu olmalıdır." diye bir düşüncem yok fakat eylemlerimiz histerik bir şekilde bizi mutlu edecek olana yönelik.) Ama ne için gitti Tante Rosa? Bir şey vardı onu kölesi yapan. Mutlu olmak değildi asıl arzuladığı... Ama bir şey var onu kölesi yapan. Belki mutsuz olmamaya bağlıydı derinden. Mutlu olmak şart değildi onun için tamam ama mutsuz da olmamalıydı.
Her neyse bunu tam olarak bilemeyeceğim sanırım şu an. Tante Rosalığım yetmiyor bunu anlamaya.