Gönderi

Öykü Otobüsü
Bir Detaylandırma (II) Bir kadın sesiyle yerimden sıçradım. Önümde oturan kadın muavine bağırmış, sıcak su dökmüş birisi herhalde. Cehennemi tanımıyorsun daha. Yanıma baktım, ev cücesi gitmiş, muavin gömleği giymiş uzun saçlı, nefesi içki kokan birisi gelmiş. Bana baktı ve “İkinci bir hayata başlamak istesen nereyi tercih edersin?” diye sordu. Anlamış mıydı acaba? "Yok" dedim, "ben içecek bir şey istemiyorum". Sonra da gözlerinden içeri girdim. Evet, bu cehennemi görmüştü eminim. Bırakmıştım oraları, tekrar hatırlamama gerek yoktu, hemen çıktım. “Sen bilirsin babalık deyip arkaya geçti, bir an sırtında koca bir T harfi gördüm sanki. Uyandım bir kere, dolaşayım bari dedim otobüste, tabi yürüyerek değil, normal insanlar gibi hareket ettikten sonra ne anlamı var şeytan olmanın di mi? Şoförle fazla uğraşamıyorum ne yazık ki. Boynundaki muskada “Şehirlerarası otobüsleri kullanırken şeytan musalla olduğunda korunma duası”var. Değerli din alimleri böyle duaları ürettikçe bizim işimiz de hayli zorlaşıyor. Ön sıradaki karışık saç ve zihinli adamın ruhuna girmemle çıkmam bir oldu, uzayda geçen iyi kötü çirkin mi? Zamanında çok Firefly seyretmiş galiba - son dönemde çok rastlıyorum böyle tiplere, başta haplanmış sanıyorum ama biraz inceleyince değersiz başka bir fanboy olduğunu anlıyorum, değmiyor böyle tiplerin ruhunu almak. Karşı koltuktaki kadınlara bakmıyorum hiç. Katolik birisi ne kadar gizlemeye çalışsa da . Zaten bir önceki papalık seçiminde kalabalık bir grup almıştım müstakbel papadan. Gereksiz yani, bir de maço bir yapım olduğu söyleniyor genelde. Diğerinin gözlerinde de aradığım şey yok zaten. Biraz önce bağıran kadının yanındaydım şimdi. Ateş var gözlerinde, en sevdiğim- girdim hemen tanıdık bir yerlere gideceğimi düşünerek. Yanıldım, hep yanılırım zaten kadınlarda, aldatırlar beni Havva'dan beri (O elmanın suçunu da bana atmıştı pis kadın) uçsuz bucaksız bir sahil, sabah meltemi- hazzettiğim şeyler değil. Hemen sola atlıyorum, laf arasında avukat olduğunu duymuştum diğerinin. Ama uçsuz bucaksız çöllerde gezen solucanımsı yaratıklar var burada da, avukatlara bile güvenemeyeceksem nasıl yapabilirim işimi. Neyse tatildeydim hala ve yeterince dolaşabilirim, amaçsızca dolaşmak en güzeli. Karşı koltuktaki adamın gözündeki kara gözlüklerin altına kayıyorum gizlice. Aşk acısı, vıcık vıcık romantizm- binlerce var bunlardan, hatta bazıları nereden buluyorlarsa özelikle geliyorlar yanıma, ruhları karşılığında tek bir şey istiyorlar. Masrafı kurtarmıyor tabi, hem kim ister senin gibi adamı yanında ki? Bu adam kör ama. Sahte kör gerçi, kendisini kör sanıyor sadece, iki gün sonra bir araba çarpar düzelir eminim. Sağındaki adam da kitap okuyor buna, deli galiba gece gece- ne saçma sapan bir otobüs, daha kafa dengi birisi çıkmadı, bir muavin biraz yatkın gibi. Hızlı geçelim artık, tatil/matil, önemli birisiyim ben, zamanım kıymetli sonuçta. Artı uzun hikayeleri kimse okumuyor, ne alakası varsa. Japon mudur Çinli midir gülen bir kadın- hala beceremiyorum bunca yıla rağmen ayırt etmeyi. Al bunun içinde de kahkahalar var. Korkacaksın gülen kadından, öyle kahkaha atınca nasıl irrite oluyorum. Değerli aslında böylelerinin ruhu ama kolay değil işte, doktorlar gibi işimiz var, onlar güneş olunca giremiyorlar biz de kahkaha. Iıhh, aklımdan çıkmıyor o korkunç kahkaha. Buradaki adam Kazım diye sayıklıyor uykusunda, başka bir erkek? Otobüsmüş. Neyse sorgulamak bana düşmez, onun için melekler var. Yandaki koltuk boş henüz, bindi mi indi mi bilmiyorum ama mantar kokusu var geçmişte ya da gelecekte. Al bundan da tonla var, neymiş efendim köye kaçacakmış, şehir hayatı bunaltmışmış, o okuduğun Dostoyevski bunaltmıştır seni. Hem ne biçim otobüs, herkeste bir kitap- şoförün önünde bile. Yanındaki kadın uyuyor, kadın yanı diye bir şey vardı eskiden. Ahlak da kalmadı. Adam bir sevecen bakıyor kadına, halbuki bunlar da kavga etmişlerdi biraz önce, kadın şirretti biraz galiba, baksam mı buna da? Karmaşık biraz, Vus'at da var nedense, onla da anlaşmıştık zamanında. Ama o da hiç ön plana çıkmak istemedi şu salak Erhan gibi. Arkada zorla düğüne giden bir tip, düğünleri çok severim, bolca meşgul olurum, o kiliselerde bile kafalarının içinden neler geçtiğini tahmin edemezsiniz hiç. Ankara'da ama, ben Hatay'a gidiyorum. Arkalarda masum bir kız var, olabilir mi? Evet yine yanıldım- cinayet var beyninde bir de kuvvetli bir bağ başka bir kadınla. Çoğunlukla en umulmayanlardır cinayeti işleyenler ve çoğunlukla bana atılır suç. Kadınlar hep bana atar zaten en baştan beri. Yanındaki kız ağlıyor, elinde bir ölü kuş, samimi gözleri, ayrılık /hüzün var içinde. Yapsam mı? Güvenebilir miyim ki? Bana ne ya, Havva da aynısını demişti, hep beni suçlarlar sonra. Nasılsa yine ölecek. İçim kötü oldu ama, neyse tatildeyim, bir kereden bir şey çıkmaz. Eee, yine ağlıyor kız. Gülüyor bu kez hem de. Anlayamayacağım insanları hiç. Ah, otobüs sarsıldı,bir şeye çarptık herhalde, tabi kural böle - birisi gelirse diğeri gider. Geçeyim yerime. Bu ev cücesi kitap bırakmıştı galiba – Ana'mıydı neydi? Sevmesem de onu da ünlü yaptım, yolunu buldu Maksim de işçi sınıfı üzerinden. Nerede kitap? “Anam Nerede?” Gülerek bakıyorlar, özellikle üstüne kahve dökülen adam, bana ne gülüyorsun- sen başlattın bunu? Arkalara bakıyorum , rahatsız bir kadın daha, istemiyorsan niye gidersin ki Hatay'a , Stephen King var kucağında- kim inanırdı o gözlüklü şapşalın buralara kadar yükseleceğine, çok uğraştım onunla da, Straub lavuğunu bile kabul ettim hatırına. Şimdi bu otobüste görünce gözlerim doldu, eski günler işte, geçiyor çabucak. Devam ediyorum, en kolay gezilebilenler melankolik zihinler, otobüsler de bunu en kolay bulabileceğimiz yerler aslında. Korunmasız oluyor akıl kendine ayrılan koltukta. Bak bu kız da mutlu, hayat dolu - parayla mı verdiler sizi bana? Yanı boş, karşısındaki koltuklar da boş. Tahmin etmeye kalksam, birisi (Ama nasıl birisi) Ankara'dan binecek diğeri ise otobüsü kaçırmış derdim , ama öyle birisi değilim ben. Sadece tatilini yaşamakta olan masum bir şeytanım. Buradaki kızlar sürekli konuşuyor, ağzı boş durmayanını (Esra'ymış galiba adı) kötü emellerime alet edebilirim belki (evet burada eski filmlere gönderme yapıyorum – benim emellerim iyi/kötü diye sınıflandırılamaz, sadece şeytani olabilir) ama diğerini çekemem gibi geliyor. Sıkıldım artık, herkesin elinde bir kitap herkes bir şeyler arıyor, birisi yıllar önce ayrıldığı babasının kokusunu , öbürü ölen Japon komşusunun kendisine vereceği huzuru. Yok öyle bir şey, huzura sadece ölünce kavuşuluyor, sadece toprağın altındayken oluyor o iş. Öyle bir şey olsa biz kavuşurduk herhalde en başta huzura. Şu yanlış otobüse binen kız çok kesti bendi binerken, bir şey fark etmiş midir bilmiyorum. Arkasında oturan kadına bakıyor ara sıra, kocasından kaçan bir kadın kızıyla birlikte, daha önce de rastlamıştım çok. Tarikatlar çıktığından beri bana fazla iş düşmüyor, kendi içlerinde hallediveriyorlar her şeyi zaten. Al otobüs hareket ediyor nihayet, yerime dönecekken tam muavin yine karşımda, bana bakıyor, yani öyle olduğunu sanıyorum. Olanaksız ama, göremez beni- koltuğumda oturuyorum normalde ben. Ama en az benim kadar kırmızı olan gözleriyle, gözlerimin içine bakıyor ve “Seninle daha yapacaklarımız var” diyor.
··
93 views
Mustafa A. okurunun profil resmi
Hepimiz Erhan abinin paltosundan çıktık! Bütün hikâyeleri kendine özgü mizahınla çok güzel harmanlamışsın abi. Yok yoktu. Eline sağlık.
Erhan okurunun profil resmi
Teşekkürler, yok aslında palto giyecek kadar büyümedim ben:) Kaban desek cep küçük, başka bir yerler bulun bence. Tuco'nun KT kutuları olabilir.
Roquentin okurunun profil resmi
Ya süper bir bakış açısı çok beğendim :) çok da eğlenceli olmuş
Bu yorum görüntülenemiyor
Osman Y. okurunun profil resmi
Niye böyle tespitler yapıyorsun ki birader sen hepsi de nokta atışı hayır yani insan gibi davran azcık :) İnsanların ne çektiğini ne bilirsin oh takıl kafana göre karışan eden yok tabi hep biz çekiyoruz dertleri :) Laf arasında kadınlara da laf çarpmalar falan, sen onlar yüzünden lanetlendin işte intikam peşindesin biliyorum :) Körlere bile karışıyorsun, kör şeytan. Sen ne bilirsin işin gücün tilkilik. Dostoyevksi bile nasibini aldı, çekemiyorsun tabi Erhan'ı, biliyorsun o yazarı çok seviyor.Kandıramayacaksın onu bil yani okumaya devam edecek, Tolstoy bile okuyor hatta Kafka bile. Muavini kestirdin gözüne seni suya götürür susuz getirir benden duymuş ol , selametin için hiç bulaşma bak ortaklık yarım kalır haberin olsun :) Bu yol bitmez böyle, uçağa falan bin arada sen hızlı bir karaktersin bir kere ne bu yavaşlık oyalanıp durma :)
Erhan okurunun profil resmi
Bindik otobüse bir kere, bir şeyler yapmak gerekecek :)
Liliyar okurunun profil resmi
Harika olmuş. ;)) "Şehirler arası otobüs kullanırken şeytan musallat olursa korunma duası.." Çok sevdim bunu. Kalemine sağlık. Keşke devam etse diye düşündüğüm nadir öykülerden biri olmuş. Kim demiş şirretim diye, bak mışıl mışıl uyuyorum. ;)) Boynum da tutulmasa iyiydi. Ayy saçlarım bozuldu mu acaba?!! Zevkle okudum. Yüreğine sağlık. :))
Erhan okurunun profil resmi
Teşekkürler, mantıken devam etmesi lazım--uzattık o kadar süreyi :) Tuco araya girdi yaparsa bilemem ama
NigRa okurunun profil resmi
Yine harika kendine özgü. Çok hoş bir detaylandırma olmuş. Muavini bana yolla. 😂
Erhan okurunun profil resmi
Kalabalık olunca otobüs biraz zorlama oluyor bazı şeyler, o gelir herhalde kendisi ama. Teşekkürler :)
Hatice okurunun profil resmi
Erhan bey yine yapacağınızı yapmışsınız :)) harikaydı.. işin vesvese boyutuna az giriş yapmıştım ama beni daha bindirmeden selam çakmışsınız :) bence devam.. ben 3. Yü yazmam ama ya sen ya Tuco muhakkak devamı yazmalısınız..
Erhan okurunun profil resmi
Ay sonuna kadar vaktimiz var sonuçta, gelir herhalde :) Teşekkürler çok
Hayriye Ç. okurunun profil resmi
Dikkat edin Erhan Bey, Esra size musallat olmasın. :) emeğinize sağlık keyifli olmuş. Bana bulaşmamak da isabetli bir gözlem. :))
Erhan okurunun profil resmi
Öyle bir değerlendirme yapmış şeytan , ben anlamam:) Teşekkürler.
1 next answer
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.