Kitabi tek cumle ile ozetlemem gerekirse...
Delinin biri kuyuya bir tas atmis, kirk akilli cikaramamis.
Eger kitap, ilk Orhan Pamuk kitabim olsaydi ya da baska bir yazar yazmis olsaydi yorumum farkli olabilirdi. Ama Sessiz Ev'in hemen akabinde okudugum icin, ister istemez o kitapla kiyasliyorum ve ona gore...
Bana yeni bir bilgi, yeni bir bakis acisi, yeni bir duygu, dusunce katmadi.
Beni etkileyen, guclu bir karakter olmadi.
Konu aman aman cezbetmedi.
Kelimeleri ve cumlelerini okurken, suruklenmedim, buyulenmedim.
Arkada babaa ogul iliskilerinin verildigi, Firdevsi'nin Rüstem ve Sohrab ile Yunan mitolojisinden (Sophokles'in) Oedipus efsanelerinden baslayarak gunumuze akan bir kurgusu var. Kadercilik ve efsaneler gercektir, hayattandir yaklasimlarini sevemedim.
Kitap ilk ciktiginda ensest bolumlerden dolayi cok elestirilmisti. Ben rahatsiz edecek bir sey bekledim, ama alt tarafi bir iki paragrafta bahsedilip gecilmisti. Sessiz Ev'deki Selahattin karakterindeki cesaretinden sonra, 'cesur' diyerek tabir edecegim bir bolum ile karsilasmadim.
Peki, o kadar begenmediysem neden 8, cunku kitabi Orhan Pamuk kitaplariyla degerlendirmezsem, normal piyasa standartlariyla karsilastirirsam gercekten akici ve guzel. Ilginc bir hikaye, betimlemeler guzel. Ama diger kitaplariyla kiyaslayinca, yuksek beklentimin altinda kaldi ne yazik ki.