"Hayyam'ın şarabını içmeyen içtiğini üzüm suyu sanır
Ruhun içindeki canı can bilmeyen
Şarabı içtiği kaseyi camdan kadeh sanır
Manasına ulaşamamışsa hakikatin
Okuduğu üç beş satırı sadece kelam sanır."
Böylesine kendi varlığının şuurunu yaşayan, bendini kelimelere ustaca dökebilen, şair mi desem şiir mi desem fani mi desem yoksa ölümsüzlüğün sırrına erişmiş mi desem bilemedim kaç insan gelip geçmiştir ki dünyadan..
Hayyam'ı okumak ve anlamak özellikle bir anlam marifetidir. İnsanın kalbinde ne varsa neyi resmetmişse ruhuna neye inandırmışsa kendini bulacağı odur. Yani insan kendini okur mısraların arasında aradığı kendisidir bizatihi.
Okumalı... Hayyam'ın kendi varlığından başlayarak yaratılmış her şeyi okuduğu gibi... can kadehini sevgi ile mana ile ölümsüzlük ile doldurduğu gibi..