Fatih-Harbiye / Peyami SafaBu kitap Peyami Safa'nın ustalık eserlerinden biri. Ki bunu her cümlesinde buram buram hissediyorsunuz. Kitapta geçen konuya ayrı, yazarın anlatım şekline apayrı ilgi duyuyorsunuz okurken ve bu ilgi okudukça katlanarak ilerliyor. Kitabın içeriğinde bolca eski kelime var. Ve ben okurken anlamını tam olarak bilmediklerimi veya hiç bilmediklerimi bir liste haline getirdim okurken. Bu yüzden bir solukta bitebilecek kitap, araya giren işlerimle birlikte tam 2 günümü aldı. Fakat her işim çıktığında, kitabı elimden bırakmakta ciddi manada zorlandım.
Tüm bunların yanı sıra işlediği konu aslında epeyce uzun yıllardır toplumumuzda gördüğümüz bir sorun. Özellikle de son sayfalarına doğru kendi kültürümüze, benliğimize sahip çıkmamız ve özümüzü sevmemiz açısından önemli dersler de içeriyor. Yani bana göre bu eser hem "sanat için sanat", hem de "toplum için sanat" anlayışına uygun.
Kitabın bir başka güzel yanı da karakter tahlillerini çok iyi yansıtması ve o karakterin yanındaymışsınız hissi verebiliyor olması. Zihninizde ciddi manada bir filmden de öte bir yaşam canlanacak ve kendinizi o karakterlerle birlikte o duyguları yaşarken bulacaksınız.
Kitabın içeriğinden yüzeysel bir şekilde bahsedecek olursam, kitapta bahsi geçen Fatih-Harbiye doğu kültürünü ve batı kültürünü temsil ediyor. Batılılaşma döneminde toplumda oluşan kültürel buhranın bi yansıması diyebiliriz. Fakat özellikle durulan nokta batılılaşmanın kötü olduğu değil, şekilcilikten kaçınılması ve Batının güzelliklerini, kendi kültürümüzden kopmadan yaşayabilmemiz diye düşünüyorum.
Ben okurken bolca Neriman'a sinirlendim ve Şinasi'ye de üzüldüm. Şinasi karşıma çıksa "Allah sabır versin kardeşim" diyecektim yani. Faiz Bey'e de bi çift sözüm var: "Büyüksün başkaaann"... Çok kıyak adammış vesselam. Uzun lafın kısası, ölmeden önce mutlaka okuyun. Herkese iyi okumalar!