Sokaklardan, caddelerden geçiyorduk. Bir sürü araba, üst üste insanlar,
kalabalık... Herkes birbirinin yaşamından habersiz, bir yol tutturmuş
gidiyordu, kimse kimsenin umurunda değildi; kimse böyle bir çaba
içinde de değildi. Derin bir nefret duydum. “Hapse girmek istiyorum,
çünkü bu kalabalığı hiç sevmiyorum,” dedim içimden. Sinirlerim
bozulmuştu