İnsan ile diğer sosyal memeliler arasındaki büyük farklılık şudur: İnsanda sosyal kontrol biyolojik düzeyde gerçekleşmez,sosyokültürel düzeyde gerçekleşir. Yasaklar, söz yoluyla ve sosyal grubun baskısıyla ve de yasaklar biyolojik olarak bloke edilmiş olmadığı için insana empoze edilir; bu, kültürel olarak yasaklanan ve cezalandırılan o tür fiiller işlemeye muktedir oluşumuz (ki maalesef örnekleri az değildir) dolayısıyla böyledir. Bu farklılık, hominidlerin biyolojik evrimi çerçevesi içinde açıklanabilir. İnsanlaşma, beynin dikkat çekici bir gelişimiyle karakterize olan bir süreçtir; bilhassa da, evrimsel açıdan bakıldığında en yeni olan kısmının, yani neokorteks'in gelişmesi. Bu bölgeler, memelilerde içgüdüsel tepkilerden sorumlu olan, alt-kortikal ve daha ''arkaik" merkezleri kontrol eder. Demek ki hominidlerin bilişsel kapasitelerinin artışı, yerleri daha uyumlanabilir ve daha ''düşünceye dayalı'' davranışlarla ikame edilen içgüdüsel davranışlara giderek daha fazla hakim olmaya sevk eder. Bir başka deyişle, bireysel zekanın gelişimi, in fine, (grup içindeki saldırganlığı kontrol eden içgüdüler gibi, türün devamlılığı için hayati olduklarından) en sağlamca yerleşmiş olanları da dahil içgüdüsel tepkilerin kaybıyla orantılı gerçekleşmiştir.