Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

336 syf.
10/10 puan verdi
Körlük bilinmeyen bilinmeyen bir kentinde geçen bilinmeyen bir hastalığı anlatan sıradan bulaşıcı hastalık temalı kitaplardan farkını ortaya koyup nobel ödülüyle başarısını taçlandırmış bir kitap. Kitabı okurken hem görme engelli olmanın psikolojini çok iyi anlıyorsunuz. Hemde görme engelli insanların nasıl hayata tutunduklarını hissederek öğreniyorsunuz. Kitabın anlatımı öyle güzeldi ki dikkatinizi kitaptan başka bir yere veremiyorsunuz. İlk sayfadan itibaren kendini okutan kitaplardan. Anlatım derinlemesine, olaylar kafa karıştırıcı değil. Kitabı o anları siz yaşıyormuş gibi okuyacaksınız. Bu konudaki akıldaki soru işaretlerini gidermiş olalım. Kitaptaki körlük nasıl biraz da ondan bahsetmek istiyorum. Bildiğimiz körlük değil tabi ki. Görme engelliler normalde siyah görürken buradaki hastalık beyaz körlük. Bembeyaz bir perde görüyorsunuz gözünüzün önünde. Bu hastalık ilk olarak adı bilmeyen adanın, adı bilinmeyen kentinde, adı bilinmeyen birinin başına kırmızı ışıkta beklerken kör olmasıyla başlıyor. Daha sonra adı bilinmeyen adamla temasta bulunan herkese bulaşıyor. Hükümet bir çeşit tedbirler almaya başlıyor. Kapatılmış bir akıl hastanesinde karantina altına alıyor hastalık bulaşmış insanları. Orada bu insanlar ölüme terkediliyor. Kaçmamaları için başlarına askerler dikiliyor. Aç ve susuz bırakılıyorlar. Zaman geçtikçe birbirlerini öldürmeleri, birbirlerinin ekmeklerini çalmaları, egemen olma istekleri baş gösteriyor. Yavaş yavaş insanlıklarını kaybeden bu insanlar arasında bir kişi vardır ki görebilen tek kisidir. Sevdiklerine yardım ederek herkesi bu durumdan kurtarmaya çalışmaktadır. İnsanlık insanlığını kaybederken bu bir kişinin mücadelesine tanık oluyoruz. Acaba insanlık kazanacak mı? Acaba biz görüyormuyuz? İnsan mıyız hala? Bakıyoruz ama görüyor muyuz?  Daha birçok husus. Henüz vaktiniz varken bu kitabı okuyun ve çevrenizdekilere okutun değerli kitap severler. Devamı yorumda    Kitap o kadar yoğun hissettiriyor ki neresinden bahsedeceğimi şaşırdım. Kısaca yazım tarzından da bahsetmek istiyorum. Nokta ve virgül haricinde noktalama işareti kullanmamış yazar ve karakterleri isimleriyle tanımıyoruz. Doktor v.s gibi lakap ve ünvanlarla tanıyoruz karakterleri. İlk başta biraz tuhaf gelebilir ama çabuk alışıyorsunuz. Bu arada kitabın filmi de çekilmiş. Kitabı okuduktan sonra filmini izleme hatasına düşmüş bulundum. Filmini bence izlemeyin. Kitapla alakasız ve sığ bir film olmuş. Bazı arkadaşlar kitabı olan filmleri izliyor. Filmi izlenip kitabı yorumlanacak bir kitap değil bunu bilmenizi istiyorum. Tam puan vereceğinizi düşündüğüm bu kitabı herkese tavsiye ediyorum. Alt kısımdaki alıntıları kaçırmayın  "Hiçbir mutluluk sonsuza kadar sürmediği gibi, mutsuzluk da geçicidir." "Papaz giysisi giymekle papaz olunmadığı gibi, eline asa almakla da kral olunmaz." "Göz,belkide insan bedeninin içinde ruh barındıran tek kısımdır." "Zorunluluklar insana mucizeler yarattırır." "Bazen sessiz kalmak en büyük alkışlamadır." "Çünkü insan, gerçek dostlarını kara gününde, yaşadığı o talihsizlik ânında tanıyordu." "Bakabiliyorsan, gör. Görebiliyorsan fark et." "Felaket herkesin başına aynı anda çöktüğünde bile bazı insanlar ötekilerden her zaman daha kötü koşullarda yaşar." "Taşıması insana daha ağır gelen yalnızca başkalarının ekmeğidir." "Korku, insanı kör eder" "Yapacağımız her hareketten önce ciddi olarak düşünmeye başlasak, vereceği sonuçları önceden kestirmeye çalışsak, önce kesin sonuçları, sonra olası sonuçları, sonra raslantısal sonuçları, daha sonra da ortaya çıkması düşünülebilecek sonuçları düşünmeye kalksak, aklımıza bir şey geldiğinde, bulunduğumuz yerde çakılır, hangi yöne olursa olsun bir adım bile atamazdık."
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022103,8bin okunma
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.