POZİTİVİZM, Auguste Comte buluşu sanılsa da, Cemil Meriç'in ulaştığı kaynaklara göre Saint Simon'un olduğu görülmekte. 1817'de tanışan iki sosyolog, Endüstri adlı bir dergide beraber çalışmış; bu dönemde Comte, Saint Simon'un sekreterliğini yapmıştır.
Pozitivizm anlayışını açıklayan Auguste Comte, özetle şöyle konuşuyor: Pozitivizm, 1845'ten itibaren maneviyatı reddeden, dünyayı kurmayı amaçlayan, bilgiye ancak bilimle ulaşılacağını söyleyen bir 'din'. İnsanlık TEOLOJİK ve sonra METAFİZİK aşamalardan geçmiştir; şimdi POZİTİVİZM olan nihaî aşamaya geliyor, der. Parolası / besmelesi / kültü şudur:
İlke=sevgi
Temeli=düzen
Amaç=Gelişim
İslâm'ı ve Türkleri Pozitivizme "geçiş" sürecinde bir ara dönem olarak ön görüyor. Bu din ve bu ulus insanlığın nihaî varış noktasına giderken yardımcı olabilir, diyor.
1835'te Osmanlıya, Reşit Paşaya yazdığı mektupta şunları söylüyor: Beyaz ırkın tektanrıcı bir evrenselliği tesisi yolunda iki büyük girişimi, Roma dünyasının Katoliklik ile İslâm arasında geri dönülemez biçimde bölünüşü gereği birbirini karşılıklı olarak etkisiz hale getirmiştir. İslâm'ın aslî ruhu uyarınca kanaatlerin ve adetlerin yekpareliği temine eğilimli olduğundan, bu ruh yakında Tanrı'nın yerine İnsanlığı koyarak amaca daha iyi ulaşıldığını teslim edecektir."