Romanı oluşturan kısa kısa alegorik hikâyeler Raci'nin ağzından yani kahraman bakış açısıyla aktarılmış. Yazar, bir süre sonra farklı bir anlatıcının ağzından Raci'nin akıbetini yansıtmaya başlamış. Daha sonra yeniden Raci'nin anlatımına geçmesi ve sanki Raci'nin Aynalı Baba'nın defterine ulaştığında orada yazanları aktarmasıyla metin için, rahatlıkla üst kurmacanın gerçekleştiğini söyleyebiliriz. 1910 yılında Filibeli Ahmed Hilmi postmodernizmde bir yöntem olarak yerleşecek üstkurmacayı Türk edebiyatında bundan haberi bile yokken uygulamış. Bu yönüyle eser, oldukça şaşırtıcı.
Öte taraftan anlatılan hikâyelerdeki alegori, benim çok hoşuma gitti. İslam tasavvufundan Budizm ve Zerdüştlüğe kadar geniş bir inanç yelpazesinde aktarılan hikâyeler gerçekten şaşırtıcı derecede canlı ve dahası kısa kısa bilgiler de verici. Okumanızı ve bu yazarı tanımanızı isterim...