Sanırım haziran başlarında bir akşam. Gündüzüne inat, serin hava. Biraz yürüsem iyi gelir diyorum. Gidebilirsem Koşuyolu Parkı na kadar...
Sabahtan beri hiçbir şey istemiyor canım. Tatlıcı Şeyhmus'un önüne gelene kadar sürüyor bu durum. Burma kadayıf görene kadar...
Oturup bir porsiyon tatlı istiyorum. Henüz ikinci lokmayı bitiriyorum ki kesiyor, yiyemiyorum daha fazla. Sabahtan beri aç olmamdan olacak, dengem alt üst oluyor bir anda. Gözlerim hâlâ tatlıda, kalkıyorum yerimden. Felaketinden vazgeçememek benimkisi. Nasıl iştahla başlamıştım oysa. Sanırım çok sevsen de sabırsız davranmak hep dengeni alt üst ediyor... Hep öyle oluyor zaten....
Yilmaz Odabaşı'nın kendi dilinden yazdığı, ismini Cemal Süreya 'nın Şarkısı Beyaz adlı şiirinden alan roman, 80'li yıllar, darbe sonrası sıkıyönetim döneminde kendine yeni bir başlangıç yapabilmek için çabalayan bir adam, sıkıntıları, acıları ve ummadık anda kapısında bulduğu, aşık olduğu Nevin'i konu alıyor.
Nevin, manik depresif, hukuk fakültesi öğrencisi. Tutarsız hareketleri, onun iyileşmesi için verdiği çaba yazarı ne kadar yorarsa yorsun, dengesini ne kadar alt üst ederse etsin, ne kalbe hüküm veriliyor, ne de kalbin çığlıklarından , dışarıdan gelen " boş ver " ler işitilebiliyor.
Netekim sevmek, sevdiğinin iyi oldugunu bilmektir zira...
Ama yolları kimse tutamamış bu zamana dek. Ne gidenlere gücü yetmiş yolu bekleyenin, ne de felaketi olsa da, sevmekten vazgeçmiş bir kere tutulan...
Gitti...Kanatları yüreğimdeydi
Kalan elimde minyatür bir kuş şimdi
Yitirdim o aşkın kimliğini
Hükümsüzdür...
Keyifli okumalar...