Gönderi

170 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 6 days
Sanat sanat için değil, toplum için değil, benim satın almam içindir.
'Görme konuşmadan önce gelmiştir. Çocuk konuşmaya başlamadan önce bakıp tanımayı öğrenir.' Böyle başlıyor kitap. 3 denemede sadece imgelerin kullanıldığı, toplam 7 denemeden oluşuyor. Bir okur arkadaş okumaya başladığımda mesaj atmış. 'Berger okumak bir ayrıcalıktır.' diye, gerçekten de hissettim. Sanat eserlerinin bu kadar yoruma açık olması inanılmaz bir güzellik. Onu da imgeleri görme biçimiz sağlıyor. Bir imge yeniden üretilmiş görünüm. Ve o imgeyi algılayışımız bizim görme biçimimize bağlı. Ve görme biçimimizi de etkileyen düşünsel, yazınsal, fiziksel, hormonal bir çok etken var; bundandır ki imgenin kişilerde bıraktığı etkiler çeşit çeşit. Bir denemede hiçbir çözüme ulaşamamış kadının toplum içindeki yerine yağlıboya tablolar üzerinden değiniyor. Çarpıcı tespitleri var cinsiyetle ilgili. 'Kadınların toplumsal kişilikleri, böylesine sınırlı, böylesine koşullandırılmış bir yerde yaşayabilme ustalıklarından dolayı gelişmiştir. Çocukluğunun ilk yıllarından başlayarak hep kendi kendini gözlemesi, bunun gerekli olduğu öğretilmiştir ona.' Doğru değil mi? Ya döngüsel bir sürece girmiyoruz mu böylece seyredene seyirlik görünerek ve erkeklerin buna göre tutum almasıyla? Kadın kendi içinde 'kendisine nasıl davranılmasını istediğini' gösteren zihniyete boyun eğerek, düzenlemeler yapıyor ve sanata da yansıyor. Çıplaklık içeren yağlıboya tabloların bir seçkisini sunmuş ve ideal seyircinin her zaman erkek olması kabul edildiğini varsayarak çıkarımlarda bulunmuş. Ve bizim gibi 'doğulu'ların alışmadığı bir biçimde Avrupa sanatından örnekleri 'suçluyor'. Bir diğer konu başlığı kitapta kullanıldığı gibi 'sahibolma'. Yağlıboya resimdeki nesnelere sahibolma'nın en temel içgüdülerimizden birine 'mülk aşkına' hizmet ettiğini savunuyor. Sahibinin zenginliğini vurguluyor eser. 'Kapitalin toplumsal ilişkilerde yaptığı etkiyi, yağlıboya resim görünürlerde yapmıştır.' diyerek sanatın başka boyutuna ışık tutuyor. Tabii ki genelleyerek ulaşılabilir sonuçlar bunlar. 
Yeni E Dergisi - Sayı: 19
Yeni E Dergisi - Sayı: 19
'nde (Dediklerine göre edebiyat, estetik, eylem, emek, epik, evrim, ekoloji, enternasyonel, evrensel için bir E) yer alan 'Sanat Nasıl Plastik Oldu?' başlıklı, tüketmemize engel değil de (hangi çılgın yapabilir bunu?), en azından tüketirken biraz pişman eden bir yazı okudum. Onda da plastikle sanatın nasıl birleşip satılabilir hale geldiğinden dem vurmuş. Sanatın tüketilebilir hale gelmesinden, daha doğrusu 'benim mülkiyetimde olmalı' kısmına Berger'in bakış açısıyla yaklaşmış. Ve son konu başlığı ise 'reklam imgeleri'. Biliyorsunuz abartılı bir şekilde reklamlara maruz kalıyoruz, kitlesel iletişim araçlarıyla, toplu taşımada, görsel yerleştirmelerde pıt pıt  pıtırdıyor bu imgecikler. Reklamları savunanlar alıcının seçme özgürlüğü ve üreticinin girişim özgürlüğünden bahsediyorlar, ama sattıklarıyla sundukları eşit olmadığından bu sav sönük kalıyor. 'REKLAM İMGESİ ALICIDAN ASLINDA ONUN KENDİSİNE KARŞI DUYDUĞU SEVGİYİ ÇALAR; SONRA DA BU SEVGİYİ ONA, ALACAĞI ÜRÜNÜN FİYATINA YENİDEN SATAR.' O parfümü alınca, karşı cins peşinizde köpek olmuyor; o arabayı alıp özgürce sürünce, patronunuz bu pazartesi gelme demiyor; o yapay gıdayı yiyince de pantolonunuz bollaşmıyor. Umut satıyor, gelecek satıyor, ama biz sadece parayla alınabilir kısmını alabiliyoruz, yani hiçbir şey. Asıl soru şu bence: Niye bildiğimiz halde devam ediyoruz para saçmaya? Belgeseli var okumaya üşenenler için, izleyip kendinize bir iyilik yapabilirsiniz.
Görme Biçimleri
Görme BiçimleriJohn Berger · Metis Yayıncılık · 20205.7k okunma
··
6.2k views
Barbaros okurunun profil resmi
Buraya üç dört sayfalık yazı yazmıştım. Yanlışlıkla silindi nasıl ettiysem. Çok çok çok sinir oldum. Yeniden motive olup yorumlamalıyım:) Berger’i okumuştum. Sanırım çok fazla şey bekleyip tatmin olamamıştım. Çünkü Türkiye’de büyük bir hayran kitlesi var ve arkadaşlarım, Ekşisözlük kitlesi çok etkilemişti. Hepsi övgüyle bahsediyordu. Ben göstergebilimle ilgilenen yazarlar arasında Berger’i o kadar da matah bulamamıştım. Sadece şiirsel yazdığı için TR’de böyle değer gördüğünü düşünüyorum. Yoksa R. Fisk’in iletişim kitabını daha bi beğenmiştim. Teknik açıdan bir eseri incelemek için sarih bilgiler veriyordu. Görme Biçimleri’nin içeriğine gelirsem. Kitabı okuduğumda aklıma Bill Clinton’un Türkiye’ye geldiğinde bir bebeği kucağına alması, bebeğin bir punduna getirip Clinton’un burnunu sıkması aklıma gelmişti. Biliyorsunuz siyasetçiler bebekleri kucağına alıp poz vermeyi sever. Ama bizim ufaklığın tam tersi bir yol izleyip burun sıkması olay olmuştu. Oysa o dönemde grevler vardı, ülke çok karışıktı. Bir anda herkes gerçekliği unutup TV’deki bu imgeye odaklamıştı. Bu gibi şeyler de sanırım imgelerin gerçeklerden daha çok itibar gördüğünü kanıtlıyor bazen. Son söz olarak sevmem deseniz de bir Türk akademisyenin kitabını paylaşayım sizinle. Bu konuda -John Berger kadar olmasa da kadın erkek ilişkileri ve resim, heykel yorumlama- konusunda iyi diyebileceğim bir kitabı ekleyeyim:
Kimlikli Bedenler
Kimlikli Bedenler
Şimdi yanlışlıkla sildiğim üç dört Word sayfalık yorumum için ağlamaya gidiyorum :) İyi akşamlar ☺️
Nesrin A. okurunun profil resmi
Ben sanat ile ilgili ilk defa detaylı bir kitap okudum, sizin beğenmemeniz birikiminizden kaynaklanıyor sanırım ve göstergebilim tabiri bile benim için çok yeni. Teşekkür ederim üşenmeden tekrar yazdığınız için, tavsiyenizi dikkate alacağım, çünkü elle tutulur bir sebebim yok önyargılarımla ilgili :)
Barbaros okurunun profil resmi
Belki akşama bir şeyler daha yazabilirim yoruma. Şimdilik “Görme Biçimleri’ni okuyanlar bu eseri de okuyor.” diyerek bir öneri de ben vereyim:
İmgeden Yoruma
İmgeden Yoruma
Nesrin A. okurunun profil resmi
Biliyor musunuz nedense bu konularda Türk yazarlara karşı bir önyargım var, sanatsal konularda yani, yine de kitapçıda bulursam bakayım bir.
Metin T. okurunun profil resmi
Bütün iş yeniden üretmeye dayanıyor. Dışımızdaki her nesnenin bir fotokopisini yaratırız kafamızda. Ama bildiğimiz fotokopiden bir farkı vardır bunun, deforme ederiz. Deforme edilmiş fotokopiye algı demek daha doğru. Deformasyonun bir yığın altyapısal sebebi vardır. Sizin dediğiniz gibi "Ve görme biçimimizi de etkileyen düşünsel, yazınsal, fiziksel, hormonal bir çok etken var; bundandır ki imgenin kişilerde bıraktığı etkiler çeşit çeşit." Sanat işte bu görme farkından doğar. Her ortaya konulan eser de, başka bir göz tarafından yeni bir deformasyona uğratılır. Böyle bir döngü. Ve sanat bir meslek olunca sanatçılar da meslek erbabıdır. Piyasaya sunulur eserler. Değerleri peki? İşte bunun cevabı çok zor. Mesela resim sanatından bir örnek. E. Munch'un ekspresyonist ünlü Çığlık eseri, başından geçen hırsızlık vakıalarından sonra 2012 yılında satılmıştır. Kaça peki, bilir misiniz? Yaklaşık 120 milyon dolar. En çok reprodüksiyonu yapılan eser galiba :))) Bu konu sırf görsel sanatlar için değil edebiyat için de çok önemlidir. Çünkü kendi imgelerini yazar yazarlar da. Dolayısıyla değerlendirmeler tıpkı tefsir gibidir. Kaleminize sağlık efendim.
2 previous answer
Nesrin A. okurunun profil resmi
Kitabın özeti gibi Metin Bey bu güzel yorumunuz. Çok teşekkür ederim.
İclâl okurunun profil resmi
Kitabı bitireli oldu biraz ama en çok aklımda kalan kısım tablolarda kadına bakış açısı olmuş sanırım. Kitabı görünce aklıma ilk o kısım geliyor. Gerçekten farklı ve eleştirel bir görme biçimi kattı o kısım bana... Diğer kısımlar da öyle tabi. İncelemenizi okurken kitabı tekrar okumuş gibi oldum, düşüncelerinizle üstüne de bir cila çektim :) Elinize sağlık 😊
Nesrin A. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim :)
Bu yorum görüntülenemiyor
Eylül Türk okurunun profil resmi
Muazzam... Her birinin ayrı bir toplumsal yağmaya ve kişisel silinişe vurgu yaptığı nefis tespitler... Uzun zamandır okuduğum en iyi incelemelerden biriydi Nesrin Hanım. Belki de başlangıç için şu soruyu sormalıyız ; 'Benim ben de bile bulamadığım nedir? hangi koşulu sağlarsam değerliyim.'
Nesrin A. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim ne güzel bir yorum böyle :)
bhmflzf okurunun profil resmi
Çok fazla inceleme okumam hayat hikayesinden öteye geçmedikleri için ama seninkinin uzunluğu ve niteliği tam kıvamında olmuş kalemine sağlık. 👏👏👏👏
Nesrin A. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim, mutlu ettin :)
Roquentin okurunun profil resmi
Berger 'le 'Sinemada Berger' programı ile tanıştım ne güzeldi röportajlı belgeseli. Bir de Arter'de Görme Biçimleri sergisi vardı tam da kitaptan aldığını uygulayabilme imkanı doğdu. Çok güzel yazmışsın, günümüzde özellikle ülkemizde ihmal edilen sanatları tanıyıp onu araştırınca aslinda ne kadar eksik olduğumuzu anlıyoruz değil mi..
Nesrin A. okurunun profil resmi
Gerçekten de öyle.
Portakal Çiçeği okurunun profil resmi
Beklediğim incelemelerden birisi gelmiş :) Ellerinize sağlık Nesrin hanım. Fikirlerine değer verdiğim insanlardan birisiniz, bu inceleme de oldukça tatmin edici. Her ne kadar sanatla olan kısımlarda biraz cahil kalsam da, reklamcılık kısmı dikkatimi çekti. Ben de üşenenlerden olup belgeselini izleyeceğim sanırım :)
Nesrin A. okurunun profil resmi
:) Teşekkür ederim, siz de benim için öylesiniz. Benimki de sanat cahilliğinden sıyrılış 101 :)
Lightmorelight okurunun profil resmi
Elinize sağlık. Önemli bir alanda güzel bir inceleme olmuş.
Nesrin A. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim :)
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.