Bütün iş yeniden üretmeye dayanıyor. Dışımızdaki her nesnenin bir fotokopisini yaratırız kafamızda. Ama bildiğimiz fotokopiden bir farkı vardır bunun, deforme ederiz. Deforme edilmiş fotokopiye algı demek daha doğru. Deformasyonun bir yığın altyapısal sebebi vardır. Sizin dediğiniz gibi "Ve görme biçimimizi de etkileyen düşünsel, yazınsal, fiziksel, hormonal bir çok etken var; bundandır ki imgenin kişilerde bıraktığı etkiler çeşit çeşit."
Sanat işte bu görme farkından doğar. Her ortaya konulan eser de, başka bir göz tarafından yeni bir deformasyona uğratılır. Böyle bir döngü.
Ve sanat bir meslek olunca sanatçılar da meslek erbabıdır. Piyasaya sunulur eserler. Değerleri peki? İşte bunun cevabı çok zor.
Mesela resim sanatından bir örnek. E. Munch'un ekspresyonist ünlü Çığlık eseri, başından geçen hırsızlık vakıalarından sonra 2012 yılında satılmıştır. Kaça peki, bilir misiniz? Yaklaşık 120 milyon dolar. En çok reprodüksiyonu yapılan eser galiba :)))
Bu konu sırf görsel sanatlar için değil edebiyat için de çok önemlidir. Çünkü kendi imgelerini yazar yazarlar da. Dolayısıyla değerlendirmeler tıpkı tefsir gibidir.
Kaleminize sağlık efendim.