Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

448 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Yazarı bu kitabı sayesinde tanıdım. Önyargıyla yaklaştığımdan mıdır bilmiyorum ilk 100 sayfada kitap sıkıcı ve dümdüz gibi geldi bana. Ama sonra olaylar gelişip derinleşmeye ve karakterler belirginleşip asıl konu ve amaç anlam kazanmaya başladı. Ve nihayet kitabın sonu gayet güzel bir etki bırakarak son buldu... İlk kez kişisel gelişimle yoğrulmuş bir roman okuduğumu itiraf etmeliyim. Tarzı biraz enteresan olmakla birlikte kendince bir albenisi var. Bunu ileride anlayabiliyor insan. Değişik bir deneyim oldu benim için. Gelelim kitabın kendisine... Öz babası tarafından yıllarca önce terk edilip annesinin barda tanıştığı bir Amerikalıyla yakınlaşması sonucu çocukluğu, ilk gençliği ve üniversite hayatı Amerika da geçen ALAN annesinin ölümüyle yeniden parise döner. Bir takım çabalar sonunda muhasebecilerin alımı konusunda uzman olan bir şirkete danışman olarak girer. İşe alışma arifesinde Audrey isminde bir kızla tanışır kıza delice aşık olur. Ancak bir gün kız aniden "elveda" yazılı bir not bırakarak kayıplara karışır. Terkedilmişliğin çaresizliği içinde intiharı düşünel Alan Eyfel kulesinin dışarıya açılan bir yerinin olduğunu öğrenir ve ölmek için en uygun yerin orası olduğuna karar verir. Bir şekilde o yeri bulur. İntihar etmek için adım adım ilerlerken birisi tarafından durdurulur ve o kişi Alan'a yardımcı olacağını taahhüt eder. Aralarında sözlü bir anlaşma yapılır ve Alan bu adamın yönergelerini körü körüne yerine getirmeye başlar. Gariptir ki adamın dediklerini yapan Alan kendi karakterini tanımaya başlar ve aslında o güne kadar özgür olmadığını hep başkasının kendi adına kararlar verdiğini anlar. Böylece hayatı değişip anlam kazanmaya, eskiye nazaran daha çekici ve ilginç gelmeye başlar. Alan'ı intihardan vazgeçiren kişiye gelince: adamın adı İgor dubrovskidir. Anavata Rusyadan uzun zaman önce gelmiş soylu bir ailenin son üyesi olmakla birlikte gayet zengin bir psikiyatristtir. Alan'ı imtihar olayı olmadan çok daha önce takip etmeye başlamış onun hakkında epey bilgi toplamıştır. Alan İgor'un bu takibini İgorun evine gizlice girerek orada bulduğu bir not defterinden öğrenmiş ve onu araştırmaya ve tanımaya başlamıştır. Bu sırada İgor Alan'a son bir görev vermiştir. Görevden sonra Alan İgor'un buyruğundan çıkacak ve özgür olacaktır. Son görev ise oldukça çetrefilli ve diğerlerine bakış zorludur. Bu görev Alan"ın çalıştığı şirketin başına geçmesini öngörmektedir. Alan başka kurtuluşun olmadığını farkedince çalışmalara başlar ve bir dizi planlar yaparak şirketin hisselerini düşürmeyii başarır. Böylece yatırımcılar eski başkanı istemeyecek boş kalan başkanlık koltuğuna Alan yerleşecektir. Plan başarılı sonuçlanır. Son toplantıda binlerce kişinin karşısına geçen Alan şaşkınlıktan ne yapacağını bilemez. Bu haline birde önceki başkanın kendi yaptığı konuşmasında ki Alan'ı hedef alan konuşması da eklenince Alan için işler ağır bir hale döner. Ancak Alan'ın İgordan öğrendiği bir şey vardır. O da "doğal olmak, itmek yerine çekmeyi denemek" fikridir. Bu sayede çok kötü başlayan konuşması Alan adına harika bir nutuğa dönüşür ve gecenin sonunda Başkan olur. Hikayenin burdan sonrası biraz hüzünlü bir hava içerisinde ilerler. İgor ölmüştür. Ve sürpriz. İgor Alan'ın yıllar önce ortadan kaybolan öz babasıdır. Alan'ı intihar aşamasına sürükleyen Audrey de İgor tarafından intihar düşüncesi için tutulan İgor'un üvey kızıdır. Şok etkisi yaratan bu olaylar Alan'ı son derece etkiler ve hikaye Alan'ın Audrey ile yeniden birleşerek babasının evini satması ardından eski evine taşınmasıyla son bulur... Vesselam...
Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet Gezer
Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet GezerLaurent Gounelle · Pegasus Yayınları · 20136,2bin okunma
·
24 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.