"Öncelikle kitabı okumuş olmak,yani Atsiz'in kalemine dair fikir sahibi olmak için okuduğumu belirterek sözlerime başlayayım. Zihniyet anlamında Atsız'la hiçbir ortak yönüm olmadigini düşünüyorum. Ön yargılarımızi bir kenara bırakıp okumayı öneriyorum sizlere de. Yazarın sürrealizmden büyük ölçüde etkilendiğini ve kitabın kurgusuna büyük etki ettiğini görüyoruz kitap süresince. Romanin ozetini gececek degilim tabiki ama tanrının huzurunda Türk inançlarıyla İslam'ın bir sentezini yaptigi bölümler bana önceki sayfalarda olduğu gibi aşırı geldi ama beğendim kitabi. Didaktik oldugunuda söyleyebilirim çünkü aktardigi bir çok konuda bunları da biliyorum bunlara da hakimim havasi seziliyor. Yine de farkli tarzda bir kitap olduğu kanaatindeyim. Sadece yazarın görüşlerinden dolayi önyargıyla yaklaşıyorsaniz okuyun bir de siz karar verin sevip sevmeyeceginize:)" Kitabı ilk okuduğumda bunları yazmışım, sonra ki okumamda bir şeyler karalamamisim ama bu son okuma deneyimim harikulâdeydi diyebilirim.. Zamanın göreceliğine göre kitabin bende ki tesirinin degişkenliğine şaşmamak lazım. Farklı zaman, farkli yaşlara bakın düşüncelerim nasılda farklılık gösteriyor. Kitabi sanki ilk kez okuyor gibi bir heyecanla okudum. İnsana aynı anda bambaşka duygular yaşatan bir kitap ve bence Ruh Adam, Atsız'ın siyasi kişiliği nedeniyle Türk edebiyatında hakettiği değeri bulamayan enfes bir roman... Ve şunu söyleyerek bitirmek istiyorum ki sezarın hakkı sezara...