Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

395 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Tanpınar‘ın kült romanı Saatleri Ayarlama Enstitüsü... Kitap, hikaye boyunca Türk milletinin Osmanlı'dan beri yaşadığı kültür bocalamasını gerçekçi bir dille aktarıyor. Şiir anlayışının dışında bir tutum sergileyen yazar, daha akıcı, yalın ve gerçekçi bir dil kullanmıştır. Hikâye boyunca ağızda müthiş bir tat bırakan yemeği, büyük bir iştahla yiyormuş gibi parçalayarak okuma arzusu duyuyorsunuz. Tanpınar, "zaman" kavramının üzerinde oldukça ciddi bir duruş sergiler. Nitekim bunu şiirlerinde de görmek mümkündür. Ne içindeyim zamanın / Ne de büsbütün dışında Edebiyatı bilinçli bir biçimde kullanan yazar/şair, bu geniş masada evrensel bakımdan insanın zaman mefhumunu; özel açıdan ise Türk halkının kültürel bocalamasını konu ediniyor. Son cümleyi başta söylemek gibi bir huyum vardır: Hayatımda karşılaştığım en iyi Türk romanıdır. - Kitap, kendine yabancılaşma, kültürel yozlaşma meseleleri üzerinde derin bir şekilde durduğu gibi bunu biraz da mizahi süslerle okura sunuyor. Yani kitabı okurken eleştirileri fark etmeniz için eleştirilen mananın farkında olmanız gerekiyor. - Birey -- toplum çatışmasında ise Hayri İrdal, sürekli bir bocalama evresindedir. Bunu bazen maddi duruma yorarken daha sonraları bunun asıl sebebinin maddiyat değil de yabancılaşma olduğunun farkına varır. Nitekim Hayri İrdal, tahsilli değildir ve eksik bir çocukluk yaşamıştır. Doktor Ramiz'in tetkikleri, Hayri İrdal'ın kişiliğini ortaya koyuyor. Hayri İrdal, saplantılar içinde büyümüş, şefkatten bihaber ve toplumun yabancı yüzüne biraz daha yabancı kalmıştır. Asıl bocalama evresi burada ortaya çıkar. Çünkü ikinci eşini sevmemesine rağmen -hatta metresi de vardır- eşiyle mutlu bir hayat sürebileceğine inanır. Çünkü halihazırda edindiği yabancı kimliğin yegane yapı taşlarından birisi de eşinin kişilik yapısıdır. - Kitabın sonundaki sohbette dikkatimi çeken bir cümleyi paylaşmak isterim: "Yeniliği kendilerine ucu dokunmamak şartıyla seviyorlardı. Hala da o şartla severler fakat hayatlarında emniyetli ve sağlam olmayı tercih ediyorlar." Bu, bir toplumun tamamen bir özetiydi. -Necip Fazıl'ın dediği gibi, "Şarklının gözünde Garplı, Garplının gözünde Şarklı." olan Hayri İrdal'ın bocalaması, bütün bir milletin bocalamasının küçük fakat kapsamlı bir örneğidir. - Bütün bu kapsamlar üzerinde duran daha farklı ve daha genel mana olan zamanın önemi de kitabın hemen hemen her bölümde vurgulanıyor. Nitekim Muvakkit Nuri Efendi'nin "Düşün Hayri Irdal. Düşün Aziz dostum bu ne sözdür Bu demektir ki iyi ayarlanmış bir saat bir saniye bile ziyan etmez. Halbuki biz ne yapıyoruz? Bütün şehir ve memleket ne yapıyor? Ayarı bozuk saatlerimizle yarı vaktimizi kaybediyoruz. Herkes günde saat başına bir saniye kaybetse saatte 18000000 saniye kaybederiz günü asıl faydalı kısmını 10 saat addetsek 180000000 saniyede bir günde 180000000 saniye Yani 3000000 dakika Bu demektir ki günde 50000 saat kaybediyoruz hesap et artık senede kaç insanın ömrü birden kayboluyor..." -Hiciv yönünden oldukça kapsamlı bir kitap. Birden fazla açıdan eleştiri oklarını topluma saplayan cümlelerle karşılaşıyoruz: "Bazen düşünürümm ne kadar garip mahluklarız! Hepimiz ömrümüzün kısalığından şikayet ederiz fakat gün denen şeyi bir an evvel ve farkına varmadan harcamak için neler yapmayız." -"Nihayet şu karara vardım ki ona hiç kimsenin ihtiyacı yok. Hürriyet aşkı bir nevi snobizmden başka bir şey değildir. Hakikaten muhtaç olsaydık hakikaten sevseydik o sık sık gelişlerinden birinde adamakıllı yakalar, bir daha gözümüzün önünden, dizimizin dibinden ayırmazdık. Ne gezer! Daha geldiğinin ertesi günü ortada yoktur ve İşin garibi biz de yokluğuna pek çabuk alışıyoruz." -"Bu kelimeyi bugün sadece siyasi manasında kullanıyoruz. Ne yazık! Onu politikaya mahsus bir şey addedenler korkarım ki hiçbir zaman manasını anlamayacaklardır. Politikadaki hürriyet, bir yığın hürriyetsizliğin anahtarı veya ardına kadar açık duran kapısıdır. Ben bu kadar kendi zıttı ile beraber gelen ve zıtlarının altında kaybolan nesne görmedim. Kısa ömrümde 7-8 defa memleketimize geldiğini işittim. Evet, bir kere bile kimse bana gittiğini söylemediği halde 7-8 defa geldi ve o geldi diye biz sevincimizden davul zurna sokaklara fırladık." -"Ve ben de etrafımdakilere benzeyecektim. Muhakkak benzemeli idim. Benzemezsem yaşamak çok güçtü." -"Demek istiyorum ki nasıl bir memuriyet adı kendi fonksiyonlu yaratırsa bizimki gibi bir enstitüde boş bir oda bir salon da kendi fonksiyonlu yaratır." Son olarak şunu söyleyebilirim ki, kült bir eser hakkında yazma cesaretinde bulunmak istemedim ilk anda. Fakat kitapları sadece okumak ve köşeye bırakmak gibi bir adetimi terke gidiyorum. Böylesi daha manalı oluyor. Kitabı şiddetle tavsiye ederim.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202341,5bin okunma
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.