Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

KADIN VE ERKEK YARESAN / ALEVİ ŞAİRLER VE ÂŞIKLAR
Bugün, Kürt şiirinde, Balulî Dana’yı izleyerek sonraki yüzyıllara sarkan onlarca erkek ve kadın Yaresan şairi ve âşığı bilinmektedir. Bu erkek şair ve âşıklar, Kürtçenin yanı sıra Fars, Türk, Rus ve Romen dillerine de yansıyan ve dinsel bir makam olan “Babe/ Baba” unvanıyla anılmaktadırlar. Bilindiği gibi “Bab” Alevilikte de “Kapı” anlamında bir kutsallık ifade etmekte ve Kalenderilik, Haydarilik, Bektaşilikte dini unvan olarak kullanılmaktadır. Anadolu’daki ilk Alevi önderlerinin Baba İlyas, Baba İshak gibi şahsiyetler olduğu ve bunların önayak olduğu XIII. yüzyıl isyanının da Babaî Hareketi olarak adlandırıldığı unutulmamalıdır. Kürt kökenli olup, Osmanlıca, Farsça ve Arapça gibi üç dilde önemli divanları bulunan Alevi edebiyatının en büyük temsilcilerinden büyük divan şairi Fuzulî gibi önemli temsilciler, eserlerinde yazı dili olarak Kürtçeyi kullanmadıkları için burada anılmamaktadır. X-XI. yüzyıllarda yaşamış olan Baba Tahir Uryan, ünlü İranlı şair Ömer Hayyam, Türk şairleri Yunus Emre ile Mevlana bu dönemin düşünce babası ve şiir öncüsü konumundadırlar. Zaten, Baba Tahir Uryan, “Kürtler’in Ömer Hayyam’ı” olarak da nitelendirilmektedir. Onlara önderlik yapmasına ve adına Balkanlar’da bile dergâhlar bulunmasına rağmen, bu büyük filozofşairin, Türk tasavvuf edebiyatında adı bile anılmamaktadır. Yaresan/Alevi edebiyatında yer alan kadın şairler de, bu inancın ve kültürün kutsal kişilikleri arasındadırlar. Bunlardan XIII. yüzyılın ortalarından XIV. yüzyılın başlarına kadar yaşamış olan Xatun Dayrakî Razbar’ın, Ehl-i Hak dininde Hakk’ın tecellilerinden biri kabul edilen ve bazı yönleriyle Hacı Bektaş-ı Veli ile benzeştirilen Sultan İshak’ın (Sultan Sohak) annesi olduğu söylenmektedir. Bilindiği gibi, günümüzde Razbar adıyla bir Ehl-i Hak Müzik Topluluğu bulunmaktadır. Aslında, İslami öğretilere bağlı Kürt topluluklarıyla, Alevilik, Ehl-i Hak ve Yezidîlik gibi öğretilere bağlı Kürt toplulukları arasında kadının konumu açısından belirgin farklar bulunmaktadır. Bunu, İslamiyet’ten önceki Kürt toplumu ile İslamiyet’ten sonraki Kürt toplumunu karşılaştırdığımızda da rahatlıkla görmekteyiz. Sözgelimi, Kürtlerin geçmişte bağlı bulunduğu Zerdüştlük düşüncesi ile onun güçlü ve yenilikçi devamı niteliğindeki Mazdekçilik 94 Ortaöğretim Kürt Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı öğretilerinde, kadın-erkek eşitliğini esas alan bir anlayış vardır; hatta Mazdek öldürüldükten sonra karısı Hurreme, onun yerine geçerek düşüncelerini yaymaya devam etmiş, peşine takılanlara Hurremdin adı verilmiştir. Hurremdinliler, İran-KürdistanMezopotamya bölgelerinde geniş alanlara dağılarak bu öğretiyi yaymıştır. Bugünkü Alevilik, Ehl-i Haklık ve Yezidilik’e damgasını vuran birçok düşünce, kaynağını, onun kuramcısı ve isim anası olduğu Hurremilik’ten almıştır. Kızılbaş/Alevi, Ehl-i Hak ve Yezidî Kürt topluluklarında, dini töre ve törenler kadın ve erkeklerle birlikte yapılır. Alevi ve Ehl-i Hak gibi “melek kültü”12ne bağlı topluluklarda, kadının önemli bir rolü vardır. Bu öğretilerde, toplumu yönettiğine inanılan Kırklar Meclisi’nin (Çihiltan) 40 üyesinden 17’si kadındır. Öte yandan, XX. yüzyıl başlarında faaliyet gösteren dini lider Nimetullah Ceyhunabadî’ nin beraberindeki 1145 sûfînin yaklaşık 500’ü kadın olduğu gibi, Ehl-i Hak (Yarsanizm) dininin kutsal metinlerinden bazıları da Mama Nergiz Şahrazurî gibi kadınlar tarafından yazılmıştır. Yaresan Aleviliği’nin kadın dini önderleri ve âşıkları olarak nitelendirdiğimiz yukarıdaki kadın sanatçılardan Celale Xanıma Lorıstanî, Rıhan Xanıma Lorıstanî, Lıza Xanım, Xatun Dayrakî Razbar, Xatûn Zerbanûya Derzyanî gibilerinin, eserlerini dergâh ve cemhanelerde saz eşliğinde icra ettikleri bilinmektedir. Elimizde, tümünden örnekler bulunmakla birlikte, yalnızca XI. yüzyıl âşık şairlerinden Lıza Xanım’ dan, Yarsanizm’den Aleviliğe geçişi gösteren ve iki öğretide de gizliliği esas alan bir dörtlükle sözlerimi
·
348 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.