Gönderi

Türlerin karışımı yasasının dayatılıyor bize. Herşey cinseldir; herşey politiktir; herşey estetiktir; hem de aynı zamanda. Herşey politik bir anlam kazandı sadece gündelik yaşam değil; delilik, dil, medya ve hatta arzu bile politik bir anlam kazandı. Çünkü her şey özgürleşme ve kolektif süreçler alanına girdiği ölçüde politikleşiyor. Aynı zamanda her şey cinsel hale geldi, her şey arzu nesnesidir. İktidar, bilgi, her şey fantasma ve bastırma terimleriyle yorumlanıyor, basmakalıp bir cinsellik her yere egemen durumda. Aynı zamanda her şey estetikleşiyor: Politika gösteri içinde, cinsellik reklamcılık ve pornoda, her tür etkinlik kültür olarak adlandırılan şeyin içinde estetik nitelik kazanıyor. Her kategori mümkün olduğunca genelleşir ve tüm özgüllüğünü yitirir, haliyle diğer tüm kategoriler tarafından emilir. Aslında her şeyin politik, cinsel ve estetik olduğunda hiçbir şey politik, cinsel ve estetik değildir. Her şey estetik olduğunda artık güzel ya da çirkin olan bir şey kalmaz ve sanat yok olur. Bir düşüncenin tamamen gerçekleşmesi ve modernlik eğiliminin kusursuz biçimde ortaya çıkması olduğu kadar, aynı zamanda da bu düşüncenin aşırılığı, kendi sınırlarının ötesine uzanarak yadsınması ve ortadan kalkması anlamına gelen şeylerin bu paradoksal durumunu tek bir simgede kavramak mümkündür: Trans-politik, trans-seksüel, trans-estetik.
·
14 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.