Pierre Loti aslında kendi yaşamından yola çıkarak kurguladığı bu meşhur eserinde, bir İngiliz Deniz subayının 1876 senesinin İstanbul'unda, Eyüp'ünde şark hayatının nasıl da bir parçası olduğunu anlatıyor.
Selanik'te tanıdığı birbirlerinin peşi sıra İstanbul'a geldiği Aziyade adında, yaşlı bir adamın haremindeki dört kadından biriyle olan gizli aşkı, Loti'nin, hayatındaki anlamsızlıklardan bir müddet olsun sıyrılmasına ve sanki bir Türk gibi bu toplumunun içine girmesine neden olur.
İstanbul'da iz bırakmış bir Türk dostunu tanımak adına okumak gerekir diye düşünüyorum.