Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

387 syf.
·
Puan vermedi
"Evet İstar Kralrahibi iyi bir adamdı. Bu sizi şaşırttı mı? Şaşırtmamalı çünkü ikiniz de öylesi bir iyiliğin neler yapabileceğini gördünüz. İyiliğin kadim simgesini elflerde gördünüz! Hoşgörüsüzlük, esnemezlik ve ben haklı olduğuma göre bana inanmayanlar haksızdır görüşüne sebep olur." Kitabın son sayfalarındaki bu alıntının mantıksızlığına ve kendi içindeki çelişkisine nereden başlasam bilemiyorum. Yazar ablamız bunu yazarken bu cümleye nasıl inanmış acaba? Kardeşim eğer o dediğin şeyler varsa bu zaten iyilik değildir. Birinin iyi gibi görünüp kötü şeyler yapmasını nasıl "iyilik" olgusunun kötü olabileceğine bağlanabildiğini anlamıyorum. Hayır bu o kadar mantıksız ki yazacaklarımın, bunun mantıksızlığını açıklayabilecek kapasitede olduğunu düşünmüyorum. Seriyi buraya kadar okuyup bu cümleyi görünce 3 kitap da bu garip temel üzerinde oluşturulmuş gibi geliyor. "Bütün bu acılar sadece bunun için miydi?" diye hayıflanıyorsunuz Laurana'nın dediği gibi. Ama 375.sayfayı es geçerseniz güzel okunabilir bir kitap. Şimdi sakinleştiğime göre biraz da 375.sayfanın dışındaki şeylerden bahsedeyim. Neden bilmem yazarın, karakterlerin bazı belirgin özelliklerini alıp bunları alakasız yerlerde benzetme yoluyla kullanması çok hoşuma gitti. Bir örnek: "Keder, suçluluk, umutsuzluk ve öfke Tanis'in içinde ihtiyar büyücünün ateş toplarından biri gibi patladı." Ateş topları genel olarak mizahi bir unsur olarak geçiyor kitapta ama birinin mizahla alakası olmayan acısını betimlemek için kullanılmış. Bilmem belki de ben çapraşık şeylerden hoşlanıyorumdur. Kitabın kapağından da bahsetmeden geçemeyeceğim. Kapağa büyük bir kepçe spoiler dökmüşler. Buna rağmen esrarengiz bir şekilde bu spoileri farkeden kimseyi görmedim ben dahil. Okuduktan sonra kapağı bir süre süzünce gördüm. Sanırım insanlar kitap okuma heyecanından kapakları pek incelemiyorlar. Ancak kitap bitip melankolik bir moda girince hüzünlü hüzünlü kitaba baktığında kapağı fark edebiliyorsun. Ah unutmadan hayatımın en ilginç deneyimlerinden birini yaşadım bu kitapta. Bir kitap karakteri canlanarak mideme yumruk indirdi. Ben akson ve dendritlerimde bunu hissettim. Hiç beklemediğim bir şey yaptı. Yani yapmıştı... Bu ikinci okuyuşum ve çoğu yeri atladım. Bu yazıyı yazma sebebim de yukarıdaki felsefeye tepkisiz kalmamak istememdi. (İlk okuduğumda bu siteden haberim yoktu. Eğer olmuş olsaydı çok daha uzun bir inceleme yazardım.) bu sebeple pek de bir inceleme sayılmaz bu. Seri hakkında yazdığım daha kapsamlı bir inceleme için Güz Alacakaranlığın Ejderhaları kitabına bakabilirsiniz. Bir de son sayfada Raistlin'in şiiri var ki incelememi gayet güzel bir şekilde bitirdikten sonra bile kendinden bahsettiriyor. Adam kardeşine bir şiir yazmış; hem hakaret ediyor hem seviyor. Tam teşekküllü bir demagoji örneği. Şiirinde, umursamadığını iddia ettiği tüm karakterlerden de bir şekilde bahsetmesi de gözlerimi yaşarttı.
İlkbahar Şafağı Ejderhaları
İlkbahar Şafağı EjderhalarıMargaret Weis · İthaki Yayınları · 2019545 okunma
·
28 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.