Genelde hafta sonları nöbetim olduğu için pek ailemin yanına gidemem ama bu sefer hafta sonum boştu. Ailemin yanındayım. Tabi insan uzak kalınca çok fazla sohbet filan da edemiyor. Ama aile için çocuğu yanında olsun konuşmasa bile olur, onlar için yeterli. Tabi bende kitabımı elime aldım, ders çalışmam lazım. Babam hayretle bana bakmaya başladı. - - Olum napıyorsun
- ders çalışıyorum baba
-hala mı?
Tabi böyle hayret etmekte kendince haklıydı. Onun hesabına göre, ben lise geçiş sınavına çalışırken 1 sene dişimi sıksam, sonrası üni geçiş sınavında 2 sene dişimi sıksam, tıp kazansam, ondan sonra hayatım rahat. Garanti meslek, iyi bir maaş(hatta özele gecersin bir ameliyattan 20. TL alırsın 10 sene çalışır,evini arabanı alırsın hesapları bile yapmıştı. ) tabi gerçekler çok daha farklı gelişiyor. Tıp kazanmakla bitmiyor. 6 sene ciddi çalışma, son 2 sene extra çalışarak uzmanlık kazanmak gerekiyor. Babam da bunları görüp artık uzmanlık kazandıgina göre artık ders çalışmasına gerek kalmamıştır diye hakkımda düşünürken elimde kitabı görünce adam şok:)
Eğer insan başarılı olmak, bir şeyler başarmak istiyorsa çok çalışmalı, hattâ sürekli çalışmaya devam etmeli. Çalışmayı bıraktığınız anda olduğunuz yerde kalırsınız. Kimse de çıkıp ben ders çalışmayı seviyorum filan demesin. Ders çalışmak sıkıcı bir iştir. Ama neticesi...
Dipnot:parantez içinde yazdığım çok para kazanma olayı gerçek. Fakat tek tük bazı doktorlar için geçerli. Kimse öyle cerrah olup piyasaya atılıp zengin olmuyor.
Dipnot2: hastanede yaşadığım dram içerikli olayı yazacam.
Dipnot3:sahilde bankta otururken bunu yazıyı yazıyordum. Yanıma bir ihtiyar oturdu. Selam vermiş duymadım. Bana kızdı. Günah filan dedi:) sonra kalktı gitti.